Mantıkçı empirisistler dilin öğrenilebilirliği hakkındaki argümanlardan şu çıkarımı yaptılar: Bilimin kuramsal söz dağarı, ensonu, gözlemleyebildiğimiz şeyler hakkındaki iddialara "tahvil edilmek" zorundadır, aksi halde boş/anlamsız konuşup yazma riski söz konusudur. Bu filozoflar daha da ileri gidip bilimsel kuram diye on dokuzuncu yüzyıl ile yirminci yüzyılda insanlara yutturulan şeylerin büyük bölümünün anlamsız birer saçmalık olduğunun gösterilebileceğini çünkü kullanılan kuramsal terimlerin sıradan duyusal deneyime ilişkin terimlere tercüme edilebilir nitelikte olmadıklarım ileri sürdüler. Böylece Hegel'in fiziği gibi Marx'ın diyalektik materyalizmi ile Freud'un psikodinamik kuramı da sözde-bilim olarak damgalandı çünkü bunların açıklayıcı kavramlarma -artı değer, Oedipus kompleksi, vs - empirik bir anlam verilemezdi.