Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

64 syf.
10/10 puan verdi
"Sizi Rahatsız Etmeye Geldim" İnsanın Dört Zindanı Merhum Şeriati’nin birçok kitaplaşmış çalışmasında olduğu gibi bu çalışması da öğrencilere yaptığı konuşma notlarından derlenmiştir. ” Hanımlar, beyler, aziz öğrenciler!” diye söze başlayan Şeriati’nin, bu çalışması Ekim 1970’de Abadan’da üniversite öğrencilerine hitaben yapılmıştır. Sorumlu olmanın nedenini “insan” ile tanımlayan Şeriati önceliği insanı tanımlamaya verir. Sahi nedir insan? Sorunun cevabıni beşer kendi içinde aramalı INSAN olabildik mi? yoksa hala beşer olarak hayatımizi idam mı edeceğiz.? Kitabın içeriği ile ilgili açıklamalara kısaca değinirsek, İnsanın Dört Zindanı... İnsanın bu üç özelliği diğer bütün özelliklerinin kaynağıdır. İnsanı insan yapan bu üç özellikten sonra onu oluşum sürecinden alıkoyan dört kısıtlayıcı etki vardır. İşte bu bahsettiğimiz özelliklere sahip insan doğa, toplum, tarih ve ene’sinin oluşturduğu dört duvarın zindanı olduğu, bir maphustur. İnsan esiri olduğu doğa(naturalizm) zindanından bilim, üretim ile kurtulabilir. Mesela bir çöl insanı, çölün zorluklarını üretim sonucundaki ürünler ile azaltabilir yahut orayı terk edebilir. İnsan esiri olduğu tarih(historizm) zindanından öğrenerek kurtulabilir. Örneğin İranlı, Şii tarihiyle yoğrulmuş insan, bir dönem bu etkilerin altında ezilmiş-etkilenmiş olsa dahi kendinde mevcut özelliği olan bilinçli seçimler bu zindandan da kurtulabilir. Alıntı: "İnsan esiri olduğu toplum(sosyalizm) zindanından red, seçim ile kurtulabilir." Üstad Şeriatı, doğa, tarih ve toplum baskısından bahsederken onları inkar etmez, bilakis varlıklarını olumlu, olumsuz kabul eder. Ancak bir kısıtlayıcı güç olarak var olsalar dahi yukarıda örneklediğimiz insanda mevcut üç özellik; bilinçli olma, seçebilme ve yaratma(üretme) ile bu zindanlardan kurtulabilineceğini ifade eder. Bu gerçeği açıklarken Şeriatı şu örnekten yola çıkıyor: zamanın birinde vahşete varan bir suç işlemiş bir caniyi, tutukluluk sürecinde bir Tahranlı halı çizme-dokuma sanaatkarı yanında çalıştırmak istiyorlar. Usta, halı dokumayı öğrettikten sonra salıvermeleri şartıyla bu caniye bu işi öğretme görevini kabul ediyor. Şartı kabul edilip, cani halı dokumaya başladıktan bir süre sonra, bu işi öğrendikten sonra toplumun, tarihin, doğanın baskısıyla bir caniye dönüşmüş olmasından sonra yine toplumun etkisiyle, üretimin-sanatın inceliğinin etkisiyle çok daha farklı, naif bir insana dönüşüyor. Ancak bu zindanın bir dördüncüsü vardır ki, ondan kurtulmak en zorudur. O dördüncü zindan ene’miz-nefsimizdir. Ve ondan ancak din ile kurtulabilinir. Din ise insanda kendiliğinden var olmayandır.(Elbet insanda fıtraten bir varlığa inanma ihtiyacı mevcuttur) Çağdaş insan, bahsi geçen ilk üç zindanı içsel ve dışsal mevcut potansiyeli ile kolaylıkla aşmış olsa dahi bu son zindanı bunlar ile yani tek başına aşamamaktadır. Çünkü bu bahsi geçen kurtarıcıların kendileri de bir başka tutsaktır. Bu zindandan kurtuluşun tek yolu aşktır. Hesapçı ve oportünist akıldan çok yüce bir duygu olan bu aşk, son zindanın tek anahtarıdır. İnsanın kendinden bir parça olan nefs zindanından kurtulmasının yolu kendi içsel devrimiyle mümkündür. Son Söz Niyetine Üstad’ın Kaleminden… Sizlere aktarmak isterim.. Şöyle diyor Şeriati: ” Ben sana yalan söylemiyorsam, bu bana yalan söyleme diyedir. Ben sana karşılıksız çek vermiyorsam, ticari itibarım içindir gibi faydacı aklın değil ahlakın etkisiyle bunu yapmıyorsam, yalan söylememek için söylemiyorsam, aldatmış olmamak için aldatmıyorsam, hiçbir karşılık beklemiyorsam, üstelik her şeyimi yitiriyorsam, işte burada beni görüyoruz. Bu insanın ortaya çıkışı muştusudur! Hangi insanın? İçindeki dördüncü zindandan da kurtulabilen ve iman ve aşk güneşiyle insan olma yönüne doğru adım atmaya başlayan insanın! Nietzsche gençliğinde ” hak zorunludur, zor esastır” gibi sözler sarf etmesine rağmen yaşlılığında sahibinin kamçıladığı ata sarılıp ağlayacak bir insana dönüşür. O darbelerden birinin kendisine isabet etmesi sonucu öldüğü bu olay herkes için bir başka olaydır, sizin her birinizin ‘ben’inde iki kişi vardır: Birincisi Nietzsche’nin bu olaydaki ruh güzelliği ve ahlak karşısında bir heyecan duyar. İkincisi bu manasız olaya; bir dâhinin bir beygir uğruna ölmesine güler. Fakat burada aptalca bir şey yoktur. Bu mantıki veya gayr-ı mantıki bir davranış değildir; sadece mantık dışıdır. Ahlak ve aşk da böyledirler. Bu dördüncü aşama da insan kendini feda eder ve böylece isar* aşamasına ulaşır. İsar öyle bir aşamadır ki, insan böyle bir aşamada başkasını kendine üstün tutabilir, kendini feda edebilir. Ali Şeriati Keyifli Okumalar sevgiler.. Kitapta geçen açıklamalar ile birlikte elimden geldiğince yazıya aldığım incelemem umarım size keyif verir.. Kitapla kalın..
İnsanın Dört Zindanı
İnsanın Dört ZindanıAli Şeriati · İşaret Yayınları · 20004,932 okunma
··
84 görüntüleme
Sidelya okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş. Tebrik ederim.
NO PASARAN okurunun profil resmi
Begeninize layık olmuşsa ne mutlu bana teşekkürler..😊
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.