Eyüp, başarılı bir öğrenim hayatının ardından ailesini İstanbul’da bırakarak önce Fransa’da lisansını tamamlamış, ardından da sevgilisi Pilar’ın memleketi İspanya’ya yerleşmiş. Buraya kadar tanıdık bir hikaye, şaşılacak bir şey yok. İlginç olan, Eyüp’ün İstanbul’daki ailesiyle bağlarını kavgasız, gürültüsüz, ince ince kopartmış olması. Ne onlar Barselona’ya gelmiş, ne o büyüdüğü eve yeniden uğramış, ayda yılda bir açtığı zoraki telefonlar haricinde, evini hiç aramamış. Bu Eyüp bir gün ortadan kayboluveriyor. Pilar, başına kötü bir şey geldiğinden endişe ederek polisi haberdar ettiğindeyse öğreniyor ki, eşi bir uçakla atlayıp İstanbul’a gitmiş. Eyüp’ün ailesine telefon edip oraya uğramadığını anlayınca, evhamlarına yenik düşüp kocasını aramak için Türkiye’ye doğru yola çıkıyor. Eşinin hiç tanışmadığı ailesiyle geçireceği bu tuhaf günlerde, Eyüp’ü bulabilmek için elinde iki ipucu var: eşinin bir terapiste gitmesine neden olan bunaltıcı rüyalarını not ettiği günlüğü ve daha evvel Pilar ile tanıştırdığı bir lise arkadaşı. Hikaye, Eyüp’ün ailesi ve kayboluşu üzerinden ilerlese de, roman boyunca Eyüp’ün sesini yalnızca günlüğü aracılığıyla duyuyoruz. Hikayenin kalanı, bölüm bölüm sazı eline alan aile bireylerinin dilinden aktarılıyor: Eyüp’ün sevgi dolu ablası Müesser, yıldızının hiç barışamadığı ağabeyi Veysel, Veysel’in dedikoducu eşi Perihan, oğulları Bülent, Perihan’ın kardeşi Bünyamin ve tabii ki Pilar.Başlangıçta aşk soslu bir dedektiflik hikayesi gibi başlayan bu roman, bizi ilişkiler üzerine derin derin düşünmeye davet ediyor – sonlarına doğru okura attığı sert tokat ise cabası.

Rüyalar AnlatılmazNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20172,254 okunma

·

8 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hatice