Gönderi
Bir hayat hikayesi...
Bu dünyanın hırslarının, emellerinin ne kadar da boş yere olduğunu tane tane aheste aheste sanki masal anlatır gibi okuyacağınız bir kitap.
Günümüz köylerinin halini nokta atışı tespitlerle bir kahraman yaratarak ince ince anlatmış yazar. Aslında köy yaşamı üzerinden ülkenin durumunu hatta dünyanın halini göstermiş...
Ne kadar boş yere ömrümüzü harcadığımızı, gereksiz birçok şeye kafayı taktığımızı geldik gideceğiz bu kadarına da gerek var mı diye sorgulattırdı.
Son kısıma ayrı bir paragraf açmak istiyorum; her şeyin bitmeye başladığı anda yazarın dilinin alıp götürüşü, o dramı gözler önüne serişi...
Ne söyleyeceğimi bilemiyorum tek kelimeyle muhteşemdi.
Mustafa Kutlu; hani Ramazan ayında oruçluyken hele de hava sıcaksa iftar vakti hep bir su hayaliyle o günü geçirirsin ve ezan sesini duymaya başladığında buz gibi bardağa yapışıp suyu mideye indirirsin. Sonra tekrar içmek istersin ama annen babam “evladım yemek yiyemeyeceksin biraz ye sonra yine içersin” der ya; işte Mustafa Kutlu da benim için Ramazan ayındaki soğuk su gibi... Her kitabından sonra yenisini alıp okumak istiyorum, aynı zamanda içimden “Fatih biraz da başka yazarlar oku yoksa diğer romancıları, öykücüler okuyamayacaksın” diyorum.
Keyifli okumalar...
·
49 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.