Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

172 syf.
·
Puan vermedi
Kötülük Tedavi Edilemez, İyilik Sonradan Yaratılamaz…
Nasıl ve nerden başlayacağımı bilemiyorum. Bir kitabı okurken bana hissettirdiklerini o an bir kenara not alırım. Kitap bittikten sonra da hissettiğim şeyler değişiyor mu ya da yenileri ekleniyor mu diye düşünürüm. Eğer hiçbiri olmuyorsa kısa notlarımın üzerinde düşünür, sindirmeye çalışırım. Böyle değişik yöntemler ile okuyorum kitapları genelde. Ve bu kitap için anımsatıcı olarak aldığım notları düzenlemeden ekliyorum. • Yaptığını başkası yapınca… • İstediğini başka yollardan elde etmek… • Yalana sevk… • Gençliğe atamazsın… Evet, aldığım notlar bunlardı ve incelememi bu notlar üzerinden gerçekleştirmek istiyorum Empati denilen bir şey var. Bana göre çok az kullanıyoruz. Ve bu eksiklik maalesef dünyamızı yaşanılamaz bir hale sokuyor. Evet, ben çağımızın bu denli yaşanılamaz olmasını tamamen empati yoksunluğuna bağlıyorum. Sosyal hayatta da oldukça fazla çıkıyor karşımıza. Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapmayacaksın. Eğer yapıyorsan, kendine yapıldığında söz söyleme hakkın yok. Kahramanız Alex maalesef yediği tüm bu haltlara rağmen kendine yapılan en ufak olumsuz davranışta buna şiddet ile tepki gösterecek kadar bencil, buna üzülecek kadar aptal, bunu yadırgayacak kadar kötü ve bundan ders çıkaramayacak kadar da aşağılık bir kimse. İnsanlara yaşattığı her kötülüğe rağmen maruz kalan kendisi olduğunda o kadar çok tepki gösterip hiçe saydığı insanlıktan o kadar çok dem vuruyor ki bir insan nasıl bu kadar kör, nasıl bu kadar bencil ve aşağılık olur diye düşünmeden edemedim. İkinci notuma gelirsek; spoiler vermeden anlatmaya çalışacağım. Bir tedavi yöntemi ile sözde iyiliğe sevk edilen Alex, elde etmek istediklerini şiddetle, vurarak, kırarak değil de daha cazip yöntemler ile kazanmaya çalışıyor. Bu yöntemin insani yönlerinden bahsetmek istemiyorum. Sadece sonuçlarını gerçek hayata uyarlıyorum. Üslup ya da davranış şekli diyebiliriz buna. Bir garsona ‘iki çay çek aslanım’ da diyebilirsiniz herkesin içinde, ‘pardon, iki çay alabilir miyim?’ de diyebilirsiniz. İki yöntemde çoğunlukla istemiş olduğunu o çaya ulaşmanızı sağlayacaktır. Ancak siz hangisisiniz? Eğer içinizden kaba bir davranış sergilemek geliyor ise sizde Alex gibisiniz. Eğer kaba ya da nazik davranışlarınız içinde bulunduğunuz ortama göre değişiyor ise siz hala Alex gibisiniz. Çünkü; kibarlık ya da nezaket bana göre içten gelen ve doğal olduğunda anlamlı olan bir davranış şeklidir. İstediğinize bir çok yoldan ulaşabilirsiniz. Ulaşma şekliniz ve kullandığınız yöntem, yerinizi, duruşunuzu ve kişiliğinizi tanımlar. Bu elbette ki benim görüşüm. Ama zamanında bu siteden birine hoş olmayan bir diyalogda şunu söylemiştim. ‘Amacınız ve elde etmek istediğiniz şey saf ve art niyetten uzaksa, elde edeceğiniz sonuç aynen öyle olacaktır.’ Evet, siz ne iseniz, karşılaşacağınız sonuçlar da size layık olacaktır. Yalana sevk konusu da aslında üstteki paragraf ile aynı. Eklemek istediğim tek şey, elde etmek istedikleriniz için yalana başvurulmasıdır. Alex, sözde tedavi edildikten sonra bir kadın ile birlikte olabilmek için hayvani duygular beslemesine ve bunu açık açık ifade etmek için çıldırsa da, sonuca ulaşabilmek için inanmadığı cümleler ve kendisinden beklenilmeyen davranışlar sergiledi. Bunun günümüzde kız tavlamaya çalışan erkeklere uyarlayabilirim. Olduğu gibi davranmak yerine karşısındakini etkilemek için türlü numaralara kalkan, yalan beyanlarda ve komplimanlarda bulunan erkeklerden bahsediyorum. Bu sitede ki bir çok kadın ne demek istediğimi anlayacaktır. Ve gençliğe atamazsın dedik. Yazarımız Alex’in ağzından tüm bunların gençliğin bir sonucu olduğunu belirtmiş. Günümüzde de bunu yapıyoruz. Gençtik o zamanlar, kanımız deli akardı vs vs. Peki dokunduğumuz hayatlar. Gençliğimiz dokunduğumuz hayatlardaki parmak izlerimizi de silebiliyor mu? Sadece kendimize kötülük yapmıyoruz. Burada gençliği sadece bahane olarak kullanıyorum. Genel olarak yaptığımız her şeyin sorumlusu biz ve irademizdir. Birini öldürmek o anki ani öfke patlaması ile açıklanamaz. Trafik kazasında birinin sakat kalmasına neden olmanın suçu içtiğimiz alkolün bedenimize yaptığı etkiye atılamaz. VE SABAH KÖTÜ BİR GÜNE BAŞLAMIŞ OLMANIZ, BUNA NEDEN OLMAYAN BİRİNİN KALBİNİ KIRMANIZA GEREKÇE OLAMAZ… Son olarak şunu belirtmek istiyorum. Politika bok çukurundan başka bir şey değildir. Bir suçlunun iktidar uğruna kahraman yapılışını görebilirsiniz bu kitapta. Herkesin nefret ettiği, ahlak ve saygıdan yoksun birinin çok kolay bir şekilde halk kahramanı oluşunu adım adım okuyabilirsiniz. Dokunduğu hayatları ise maalesef hiçbir kitap,gazete yazmıyor. Ben Alex’e hiç acımadım. Ve ne yazık ki, bu kitap özelinde söylüyorum bunu, bu denli ahlaksız birinin asla topluma kazandırılacağına inanmıyorum. Hayır...Normalleşemez ve hayatına asla normalmiş gibi devam edemez. Not: Bu kitapta da daha önce okuduğum başka bir kitaptan esintiler yakaladım. Sanırım ahlaksızlık ve benciliğin işleniş biçimi bana Köpek Kalbi kitabındaki Şarik’i anımsattı. Kitabın ilk sayfaları biraz yordu. Alışmakta zorluk çekebiliyorsunuz ancak ilk sayfaları atlattıktan sonra hızlanıyor. Nihayetinde tavsiye edebileceğim çıtır kitaplar arasında yer alıyor. Bir solukta bitirilebilir. Ve evet, incelemem biraz uzun oldu. Bu platformda bu kadar uzun yazılar pek rağbet görmüyor, özellikle fotoğrafsız paylaşımlar. En azında birkaç değerli üyenin okuyacağına inancım tam. Saygılar, sevgiler…
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991,5bin okunma
··
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.