Gönderi

480 syf.
10/10 puan verdi
Uğultulu Tepeler'in Ruh Hastası Sakinleri
Heathcliff'in kapıdan içeriye girmesiyle bir ailenin değişen hayatı. Öyle ki bu değişim yalnızca Earnshaw ailesini değil, Linton ailesinin tüm üyelerini de yakından etkileyecektir. Bir aşk romanı olarak tanınan bu kitap, benim için bir intikam, anlaşılması güç bir saplantı, karanlık bulutların kağıtlarına sindiği bir klasik romandır. Kitapta sevilmesi mümkün olan bir karakter bile olmadığını üzülerek belirtmeliyim. Hatta çoğu zaman kafanızı duvara bile vurmak isteyebilirsiniz. Ama yine de kitap akıp gidiyor. Bir gün önce son 30 sayfasına gelmiş olduğum kitabın bitmemesi için hayli çaba sarf ettim, fakat içten içe sonunu da merak ediyordum. Bu son da benim için bir sürpriz olmadı değil. Uğultulu Tepelerin esareti altındaki ruhların huzura kavuşamayacağına inancım tamdı oysa ki. Fakat, yerin altındakiler gibi yerin üstündekiler de büyük bir huzura kavuştular. Kitapta dikkatimi çeken bir konu da şuydu. Heathcliff'in oğlunun, Heathcliff'in hayatta en nefret ettiği ve sevdiği kadını ellerinden alan dayısına (yüzce) çok benziyor olmasıydı. Diğer unsursa Hindley'in babasından büsbütün farklı bir karaktere sahip olarak hayatta en sevdiği insanın, aslında en büyük düşmanı oluşuydu. Ve bu çocuk da, Heathcliff'in hayatının aşkının gözlerini, dudaklarını ve yüzünü kendine hapsetmiş olmasıydı. Catherine Linton'unsa tamamen annesinin bir kopyası olduğunu düşünüyorum. Fakat kitaptaki kendini beğenmiş, ukala ve çocuksu hareketleri nedeniyle başına gelenler için üzülmem mümkün olmadı. Kitapta herkesin başına gelenleri 'Hak etmedin mi sence de bunu?' diyerek okudum. 10/10
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Koridor Yayıncılık · 201642.9k okunma
·
14 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.