Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

128 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
El Fıkhu'l Ekber - İmam Azam Beyan Yayınları / 125 syf Puanım : 9 İmam-ı Azam Ebu Hanife, takva sahibi, fakih ve gıpta edilen bir adamdı. Kendisi Hanefi mezhebinin kurucusudur. Yaşamı boyunca pek çok ilimle meşgul olmuş ancak en çok fıkıh alanında öne çıkmıştır. Emevilerin son Irak genel valisi İbn Hübeyre kendisinden kadılık yapmasını talep
el-Fıkhu'l Ekber
el-Fıkhu'l Ekberİmam-ı Azam Ebu Hanife · Beyan Yayınları · 2016322 okunma
·
202 görüntüleme
Furkan Saydam okurunun profil resmi
Selamun Aleyküm Bir meseleyi zannederim yanlış anladınız elimden geldiğince izaha çalışacağım. Öncelikle şunu söylemeliyim Beyan Yayınevi'nden çıkan kitabın 119. sayfasında aynen şöyle bir metin var kitabınız elinizdeyse kontrol edebilirsiniz. Ebu Hanife'ye ''Eğer Allah Teala nerededir? diye sorulursa diye sordum. O kimseye: Yaratılmadan önce mekan yoktu, halbuki Allah vardı. Yaratılmışların hiçbiri yok iken, ''nerede'' kavramı mevcut değilken Allah vardı. O her şeyin yaratıcısıdır diye söyle.'' Gördüğünüz gibi aslında bu cevap Allah'a mekan isnad etmediğini gösteriyor. Peki sizin aklınızda soru işareti bırakan kısmın izahatı nedir? Molla Aliyyülkârî (Tanınmış Hanefî fakihi, muhaddis, müfessir ve kıraat âlimi.) de İmam-ı a’zam Ebu Hanife’nin bu sözü hakkında şu açıklamayı yazmaktadır: “İmam İzz bin Abdusselâm, Hillu’r-Rumûz adlı kitabında İmam Âzam’ın şu sözünü kaydediyor: Kim Allah’ın yerde mi gökte mi olduğunu bilmiyorum derse, kâfir olur. Çünkü bu söz, Allah’ın bir mekânı olduğu düşüncesini akla getirir. Allah’ın mekânı olduğunu düşünen kimse ise Allah’ı yaratıklara benzeten kişidir. Şüphe yok ki İbn Abdusselâm alimlerin büyüklerinden biri olup sika (güvenilir) bir âlimdir.” (bkz. Fıkh-ı Ekber Şerhi, “Miraç ve Allah’a Mekân İsnadı” kısmı) Yusuf-i Nebhanî de bu açıklamayı nakletmektedir: “Bir kimse, “Allah’ın yerde mi gökte mi olduğunu bilmiyorum” derse, kâfir olur. Zira bu söz, Allahü teâlâ için bir mekân var da o kimse bunda şüphede imiş vehmini verir.” (Şevahidü’l-Hakk, s.218) Son olarak kitaptaki ''Allah'a dua ederken yukarıya yönelir, aşağıya değil.'' kısmı ile yeni bir paragraf başlamıştır. Dolayısıyla kitaptaki ilk paragrafın temellendirmesi olarak değil de başka bir konuya geçiş başka bir soruya cevap ( Bu soru kuvvetle muhtemel : Neden Allah'a dua ederken ellerimiz yukarıya doğru açarız? ) olarak değerlendirip anlaşılması daha doğru olacaktır. Umarım anlatabilmişimdir, böylesine hassas bir itikadi konuda şüpheleri gidermenin çok önemli olduğunu düşündüğüm için yorum yaptım. Allah ilminizi arttırsın.
Elif Aydın okurunun profil resmi
Aleykümselam. Değerli açıklamanız için teşekkür ederim, yalnız paylaşım yaptığınız kısımlar Fıkhu'l Ekber'in şerhinden sanırım. Belki de bu kıymetli eseri şerhiyle birlikte okuyup değerlendirme yapmalıydım. Bu benim eksikliğim olmuş. Konu ile ilgili gerekli açıklamalarda bulunmuşsunuz Allah razı olsun. İtikadi konularda şüpheli şeyler insanın ayağını kaydıracak kadae kuvvetli olabiliyor Allah muhafaza.. Tekrardan teşekkür ederim 🙂
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.