Gönderi

Mustafa Kemal Atatürk
Vahdettin'in yanına girdim. Ne nazik, ne takdirkâr bir padişah;henüz ayakta iken Alman generalleri karşısında kusa bir nutuk söyledi. Bu sefer gözleri açıktı: "Çok takdir ve emniyet ettiğim bir kumandan" diye ve bu sözleri ile beni tanıtıyordu. Oturduk, dedi ki; "Sizi Suriye'ye kumandan tayin ettim. Oradaki vaziyetler ehemmiyet kesbetmiş;oraya gitmeniz lazımdır. Sizden talebim şudur: O tarafları düşman eline geçirmeyeceksiniz!' İradesini tebliğ ettikten sonra Alman generallerine baktı:"Bu kumandan dediklerimi yapabilir." dedi. Zahir görünüşte ne büyük teveccühe mazhar olmuştum. Benim yerimde bir ahmak olsaydı, ne kadar sevinecekti. Ben ise bir entrikacı karşısında bulunduğumdan ne kadar müteessirdim.Fakat muhatabımın bu zenin üzerinde münakaşa etmeye değeri olmadığını artık kabul etmiştim. Sadece müsaade alıp evvelce terkettiğim salona geldim. Orada Enver Paşa'nın çok mütebessim çehresi karşıma çıktı. "Bravo, tebrik ederim, muvaffak oldunuz!" Dedim ve ciddi bir tavırla ilave ettim: " Azizim hiç olmazsa biraz esaslı tedbirler üzerinde konuşalım. Benim bildiğime ve anladığıma göre artık Suriye'de ordu, kuvvet, vaziyet isimden ibarettir. Beni oraya göndermekle güzel bir intikam alıyorsunuz;sonra görenek dışı bir şey yaptınız...Bizzat padişaha bana emir verdirdiniz!"
Sayfa 59 - Vahdettin, Enver Paşa, SuriyeKitabı okudu
·
1 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.