Ayşe ablayı nerede gördüm, hangi vesileyle tanıdım hatırlamıyorum. Ama tanıyınca kitabını okumak için içimde müthiş bir istek uyandı. Beraberinde kitabın okunması için tertib ettiğimiz etkinlik de etkili oldu.. Naçizane tavsiyem kitabı okumadan önce Ayşe abla'nın hayatını araştırın..
Ayşe Şasa'nın hayatı tam anlamıyla sürekli bir arayış içinde, kendini tanıma çabasıyla geçmiş. Nihayetinde doğru yolu bularak huzura kavuşmuş..
İçinde bulunduğu hayata bakacak olursak geleceği de aynı akıbette olabilirdi diyebilirsiniz, lakin o hayatı benimsememiş ayşe abla. Ama hayatının farklı dönemlerinde farklı yollara sapmış tabii. Ancak doğruyu idrak edince yaşadığı çevreden uzaklaşarak tam tersi bir akıbete doğru âdeta dümeni çevirerek yolunu değiştirmeye meyletmiş. Etmeseydi belki yine o çevre içinde hapsolup kalırdı, kim bilir.. İçinde bulunduğu çevre şöyle: avrupai hayat tarzını benimsemiş, yaşamını ona göre tayin etmiş ve etmekte olan bir çevre. Bu çevrede batı ve avrupa büyük önem arz ediyor. Batı ne yaparsa örnek almak, avrupai yaşam tarzını hevesle kendilerine sirayet etmek.. dünyalık yaşamak da diyebiliriz bence. Böyle bir yaşam beraberinde şefkatsizlik, merhametsizlik gibi maneviyattan uzak şeyleri beraberinde getirir pek tabii. Çocukluğunda yaşadığı anların çok büyük etkisi oluyor hayatında. Bu noktada ona en çok şefkat ve merhamet gösteren anneannesi oluyor...
Nuri Pakdil: "boynumuz ağrıdı batıya bakmaktan..." der, bu sözün doğruluğunu kitabı okuyunca daha bir kavradım. Çünkü Ayşe Şasa'nın bulunduğu çevre batı'ya bakmaktan kendini göremez olmuş.. Batıya özentilik bizim kendimizi, kendi medeniyetimizi, islamı görmemizi sağlayan yönlerimizi köreltti. Oysa insanlığın İslam'a , İslami yaşayışa, Kur'an ve sünnete göre hayat sürmeye ihtiyacı var. İnsanlık İslam'a muhtaç.. Ayşe abla bunu çeşitli vesileler vasıtasıyla ve Allah'ın yardımıyla fark ve idrak etmiş, fark ve idrak ettikten sonra da hayatını ona göre tayin etmiş bir hanımefendi :)
En başlıca vesilelerden biri ise Şeyhül Ekber'in Füsûsul-Hikem'i oluyor. Ve devamındaki vesilelerle tesettüre giriyor, namaz kılmaya başlıyor.. kendisinin de ifade ettiği gibi: "namazlarla beraber hastalık da büyük çapta gerileme gösteriyor; ruh yapım tamamen değişiyor.." sayfa 150'de ise "vahiyden uzak yaşamak ne korkunç bir şeymiş..." oluyor. Çeşitli bedeller ödeyerek ve çeşitli vesileler sonucunda huzuru bulmuş, Hakk'ı, hakikati tanımış bir Ayşe Şasa geçti bu dünyadan..
Ayşe ablayı tanımak, onunla sohbet etmek, onun manevi dünyasını tanımak.. Bunların olabilmesini o kadar çok isterdim ki.. Ama Allah böyle olmasını istemiş, Ayşe abla'yı bu zamanda tanımam gerekiyormuş. Amennâ ve saddaknâ..
Kitabı okumanızı cânı gönülden isterim, sağlıcakla kalın, Allah'a emanet olun..