Victor Hugo’nun okumakta çok geç kaldığımı düşündüğüm kitabı “Bir İdam Mahkumunun Son Günü” kitabını elime aldım ve bitti. Kitabın içinde kayboldum. Ölümün bu kadar yakın olmasını, o arada özgürlüğün kıymetini, bir kış güneşinin değerini, kırlarda yürüyebilmenin bile ne büyük lütuf olduğunu yüreğimden hissettim. Kitapta suçun niteliği, suçlunun gerçekten suçlu olup olmadığı, verilen cezayı hak edip etmemesi gibi genelde üzerine yoğunlaşılan konuların hiçbirine değinilmemiş olmasına karşın, bir insanın ölüme yaklaşırken duygu ve düşüncelerini bu kadar yalın ve çokça gerçek verebilmesi Victor Hugo’nun büyüklüğünün bir kanıtı olmuş. Son ana kadar insanın yaşama tutunma ümidi, kızıyla yaptığı görüşme, diğer idamlıkla yaşanan dialog... Hani derler ya; “Bir kitap okudum ve hayatım değişti.” Bu söze muhalif biri olarak hayatım değişmese de hayata bakışımı tekrar gözden geçirmeme vesile oldu diyebilirim. Victor Hugo’nun bu şah_eserini benim gibi gözden kaçıranlardansanız daha fazla vakit kaybetmeden okuyun derim.