Hiç kimsenin aç, yoksul, dışlanmış ya da yetersiz olmadığı; herkesin mutluluk içinde yaşadığı, hayatından memnun olduğu bir toplum düşünün. Şimdi bunu olabilecek en hastalıklı koşulların içine yerleştirin. İşte bugüne kadar okuduğum en iyi distopya: Cesur Yeni Dünya.
Toplumun tüketim çılgınlığını, insanların elinin altında ihtiyacından da fazlasının bulunmasının toksikliğini, uyum sağlayamamanın verdiği ızdırabı, hayattaki iniş çıkışların da insana iyi geldiğini ve istikrarın delirtici sakinliğini daha iyi kim anlatabilirdi, bilmiyorum. Muhteşem.