Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

104 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Düşüş Kitap İncelemesi
Merhaba! Bugün de Albert Camus’nün Düşüş romanıyla geldim. İki sene önce aynı yazarın “Yabancı” isimli kitabını okumuştum ve çok etkilenmiştim. “Düşüş”ü okumak için neden bu kadar bekledim bilmiyorum… Yine bir şaheserdi. Kitabında Camus, insanların bencilliğinden, çıkarcılığından dem vuruyor. Tek bir insanın ağzından tüm insanlığı döküyor adeta. “Her insan bencildir, kendi çıkarını düşünür.” ilkesine yoğunlaşıyor. Aynı şekilde Mark Twain de “İnsan Nedir?” isimli kitabında da insanın bu özelliğini sürekli olarak vurgular. Sizinle bu kitabı da içine katarak yaptığım bir ekşisözlük yorumundan bahsetmek istiyorum. Buyrun; “mark twain'in dediği gibi, insan bir makinedir. kendisine faydası olmayan hiçbir şeyi yapmaz. yolda dilenciye para verdiğinizde bu dilenciye acıdığınız için değildir aslında, ona para verip, iç huzura ulaşmak istiyorsunuz, mutlu olmak istiyorsunuz. insan sonucunda iç huzur bulamayacağı, mutlu olmayacağı hiçbir şeyi yapmak istemez. sevgiliniz sizi ilgi gösterdiğiniz için sever, çünkü ilgi görmekten mutlu olur. siz sevgilinizi sizi her zaman dinlediği için seversiniz, çünkü dinlenilmek insanı rahatlatır ve mutlu eder. her sevginin bir sebebi vardır ve sebebin altında yatan temel neden ise mutlu olmak gâyesidir. benim naçizane görüşüm ile bir örnek daha vermek istiyorum. anneniz sizi 9 ay karnında taşıdı, besledi, büyüttü. bir şeylerle uğraştı. bir şeyler ile meşgul olmak insanı her zaman mutlu eder. farkında iseniz depresyondaki insanlar hiçbir şey yapmazlar, yapmak istemezler. anneniz sizinle ilgilenirken mutlu oluyordu, bu yüzden sizi seviyor. size zaman harcadı çünkü. ona bir faydanız var. eğer birine karşı hiçbir faydanız olmuyorsa, o kişi sizi sevmez. köpeğiniz, kediniz ona mama verdiğiniz için, başını okşadığınız için, ilgilendiğiniz için sever. çünkü bundan mutlu olur. siz de köpeğinizin size sarılmasından mutlu olursunuz, bu yüzden onu seversiniz. kısacası her sevginin altında mutlu olma talebi vardır. kişi sizinle mutlu değilse sizi sevemez. sizden kendine bir şeyler almadan sizi sevemez.” Albert Camus da Twain’in görüşünü benimseyerek bu fikir altında yazmış kitabı. Kitap, eski bir avukat olan, şimdilerde cezaevi yargıçlığı yapan bir adamın yeni tanıştığı biriyle olan sohbetiyle devam ediyor ve böyle de bitiyor. Tek taraflı bir sohbet havası, karşı tarafın verdiği cevaplardan bahsedilmiyor kitapta. Bu da asıl kahramanın kendi kendine konuştuğu izlenimini veriyor. Cezaevi yargıcı sohbete kendini överek, geçmiş yıllarında, gençliğinde yaptığı şeyden bahsederek başlıyor. Fiziken çok yakışıklı, boylu poslu olduğundan, önüne gelen herkese yardım ettiğinden, hatta bazı davaları para almadan yürüttüğünden bahsediyor. Her cümlesinden ego ve bencillik akıyor adeta. Sürekli bencil olmadığını vurgulaması ve üstünü örtmeye çalışması da cabası. Sonrasında yaptığı bütün iyilikleri kendi içsel duygularını, sevilme duygusunu tatmin etmek için yaptığını itiraf ediyor yavaş yavaş. Örneğin bazı davaları ücretsiz alıyor çünkü insanların ona yalvar yakar teşekkür etmesi, hürmet göstermesi egosunu yükseltiyor ve sevilme duygusunu tatmin ediyor. Kitap böyle böyle asıl kahramanın itiraflarıyla devam ediyor. Sonrasında cezaevi yargıcımız Clamence, itiraflarını bir bir sıraladıktan sonra asılda her şeye rağmen mutlu olmadığını, tüm geçmişte yaşadığı şeylere, şükranlara, sahte sevilme duygusu tatminlerine rağmen bir türlü asıl sevigiyi ve mutluluğu bulamadığını da itiraf ediyor. Aslında mutsuz olduğunu fark ettiğinden bu yana herkese eskisinin tam tersi davranmaya başladığı için de çevresinde hiç arkadaşı kalmıyor. Çünkü hepsinden birer birer nefret etmeye başladığı için onlara yardım etmiyor, tam tersi kötülük yapmaya başlıyor ve tek tek herkesi kendinden uzaklaştırıyor. Günümüzde kendinizi sorguladığınızda bile aslında yaptığınız yardımları başkaları için değil de kendiniz için yaptığınızı fark edebilirsiniz. Bir dilenciye para verdiğinizde vicdanınızı rahatlatmak istersiniz mesela. Yaptığınız her yardımın ucunun illa size dokunması, bir çıkarınız olması gerekir, kimse kendine bir çıkar sağlamayacağı bir işe girmez. Hepimiz insanız ve insanlar bencildir. Kitapta insanlığı tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren o kadar güzel paragraflar vardı, bir sayfadaki bütün satırların altını çizmişliğim var. Hiç sanmıyorum bu incelemelerimi beğenip geçmeden sonuna kadar okuyan birileri var mı ama, yine de bir alıntı ile incelememe veda edeyim: “Duygularımızı yalnız ölümün uyanırdığına dikkat ettiniz mi? Bizden yeni ayrılmış dostlarımızı ne kadar severiz, değil mi? Ağızları toprak dolup hiç konuşmaz olmuş hocalarımıza ne kadar hayranızdır! Saygı o zaman çok doğal olarak gelir, belki de tüm yaşamları boyunca bizden istedikleri o saygı. Ama biliyor musunuz niçin ölülere karşı hep daha dürüst ve daha cömertizdir? Nedeni basittir. Onlara karşı bir yükümlülüğümüz yoktur.” (syf. 28)
Düşüş
DüşüşAlbert Camus · Can Yayınları · 201915,2bin okunma
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.