Gönderi

264 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
18.yüzyılda Fransa'da geçiyor hikayemiz. Kahramanımız Jean-Baptiste Grenouille doğduğunda annesiz kalmış ve çeşitli kimseler tarafından bakılıp büyütülmüştür. Daha bebekken herkesten farklı olduğu anlaşılıp kimsenin bakmak istemeyeceği ve herkesi tedirgin hissettiren kendinden uzaklaştıran bir çocuktur. Grenouille diğer insanlardan farklı olarak kokulara aşırı duyarlı biridir. Ama bunun yanında kendisinin bir kokusu yoktur. "O, dünyanın en pis kokan yerinde kokusuz olarak doğmuş olan, sevgisiz büyümüş, sıcak bir insan ruhu olmadan sırf inatçılığından ve iğrentisinin verdiği güçle yaşayan, ufak, kamburu çıkmış, topallayan, çirkin, herkesin sırt çevirdiği Jean-Baptiste Grenouille." Grenouille onların içinde olabilmek için o dışlanmışlığından kurtulmak artık birileri tarafından fark edilmek, insanların içinde kendi insan kokusunu yayarak var olmak için kokular üretmeye başlar. Hatta bu amaç uğruna cinayetler işler. Kitabı okurken korku, gerilim veya öfke hissetmedim. Daha çok Grenouille'ın bunları yapmadaki amacını merak ettim ve onunanlamaya çalıştım. Bu bir cinayet kitabı değil, kendini bulma ve var olma çabası. Kitapta görme, duyma gibi duyularımız yerine koku duyusu üzerinde durulmasına rağmen anlatım çok etkiliydi. Görülen, duyulan bir şeyin anlatımı, benzetmesi her zaman daha kolaydır ancak koku duyusunu yazar öyle güzel kullanmış ki anlatılan güzel ve kötü kokuları sanki kokladım ve okurken o an ona göre tepki verdim. "Kokuların öyle bir inandırıcılığı vardır ki, sözden, gözle görmekten, duygudan, iradeden daha güçlüdür." diyor yazar ve anlatımıyla bunu kanıtlıyor.
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201922.1k okunma
·
14 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.