ilk incelememi de yayınladımReşat Nuri Güntekin
1889 yılında İstanbul’da doğdu. İlköğrenimini
Çanakkale’de, orta öğrenimini Çanakkale
İdadisi, İzmir Frere’ler okulu ve Saint Josephe’
te tamamladı. 1912’de Edebiyat Fakültesi’ni
bitirip öğretmen olarak görev yapmıştır.
İlk romanı Harabelerin Çiçeği, Cemil Nimet
takma adıyla Zaman Gazetesi’nde yayınlandı
(1918). Çalıkuşu adlı romanının Vakit
Gazetesi’nde tefrika edilmesi ile (1922) ünlendi.
Ardında roman, öykü, tiyatro, gezi, deneme,
çeviri alanlarında 100’e yakın eser bırakan Reşat
Nuri, 1943-1947 yıllan arasında 7. Dönem
Çanakkale mil
UNESCO Türkiye temsilciliği görevlerinde
bulundu.
7 Aralık 1956 tarihinde yakalandığı akciğer
kanserinden kurtulamayarak Londra’da hayatını kaybetti.
Yaprak Dökümü
Yıllardır söylenen, günümüze kadar etkisini yitirmeden gelen etkili bir başyapıt. Yaprak Dökümünü çok beğendim. Reşat Nuri’nin dilini yorumlama imkanı bulduğum ilk eseri diyebilirim. Bir koca ağaç ve üzerinde bahar tazeliği ile açan yapraklar. Ali Rıza Bey’in etrafında açan bu yaprakların bir an olsun gölgesinden ayrılmayacağı düşüncesi. Ve insan dargınlığından gelen ilk buz. Ne yazık ki uzak bir diyardır o geçmiş günlerin hatırı. Korkunç pişmanlıkların anavatanıdır şimdi Bağlarbaşı! Habire dizini döven yıkılmış bir babaya semt olmuştur. Travenian Katya’nın ölümünde “Beden; ölüm ve işkenceye dayandı, ruh dayanamadı.” Der. Yaşanan olaylar ve ardı arkası kesilmeyen korkunç gelişmelerin peşi sıra Ali Rıza Bey’in yaşamsal fonksiyonlarının nefes almakla yürümekle gerçekleştiği görülüyor. Namus ve şeref ile anılarak dünyadan gitmekten öte modern bir ölüm var mıdır? Sonsuz bir zamanın içinde bulunduğumuzu düşünerek yaşayıp doldurduğumuz vade ile uzandığımız ölümün içinde barındırdığı sonsuzluk var ile yok bağının şekilsizliğinin göz kamaştırdığı bir yerde bizi karşılar. Öyle değerli mesajlar, dersler taşıyor ki Yaprak Dökümü ; belki de sahip olduğumuz tek şey olan umutlarımızın , hayallerimizin yeri gelip karşımıza dikilip celladımız olacağını bilemiyoruz. Kadere suç bulmanın kolaylığından başka sığınacak ruhi köşesi olmayanlar için bu dünya çoktan bitmiştir. Peyami Safa’nın dediği gibi “Kaderinin şoförü sensin. Emin ol. Onu dram istikametine sürme.” Tercihlerimiz ve sonuçlardan ibaret yaşamımızda dram istikametine ilerlemek ya da ilerlememek yine bizim elimizdedir. Yine şoförü olduğun kaderini iyi idame ettir ki ; uçurum anlarımda sağlam tercihlerde bulun ki , yok oluş sürecine girme. Eser; konusu, anlatımı ve kurgusu itibariyle belki de edebiyatımızın en önemli aile içi yaşam ile dış dünya arasındaki etkileşimi anlatan bir romandır. Açmazları, yıkımları, arayışları ve verdiği dersleriyle okunması gereken yoğun duygusallık içeren bir romandır.
Yayınevi
Cumhuriyetin ilk yıllarında beri eğitim ve kültür dünyamıza katkılarıyla tanınan İnkılap Kitabevi 84 yıllık geçmişi ve kataloğunda yer alan 2000’in üzerinde kitabıyla Türkiye’nin en köklü ve saygın yayınevlerinden biridir. Yayınevi 45 değişik kitap kategorisinde yaklaşık 20.000’i aşkın kitap yayınlamıştır.