Ölü bir yaşayan mı yoksa yaşayan bir ölü mü? İşte, tam da bu soru ile kitap kahramanımız varoluşunun sınırlarını zorluyor. 30 yaşındaki genç adam, hayatının anlamsızlığına ve sıradanlığına tahammül edemeyen, yaşadığı içsel çatışmanın sonucu her şeyi tek bir karta koyar; eylem veya ölüm. Çünkü hayatında asla olmak istemediği bir noktadadır. Sadece ölümü göze alarak hayatın ne anlama geldiğini deneyimleyebileceğine inanır. Kelimenin tam anlamı ile zirveye ulaşmak için kendine hedef olarak hiçbir insanın bugüne kadar tırmanmayı başaramadığı Nordgrat’ı seçiyor. Sessizliğin Yanıtı bir paradokstur, doğası gereği konuşamayan sessizlikten genç adam aradığı yanıtları bulmayı bekliyor. Ama deneyimlediklerinden sonra :(( hiçbir hayatın küçümsenebilecek kadar değersiz olmadığına kanaat getiriyor. Öğüt niteliğinde, Hesse’nin Siddhartha ve Coelho’nun Simyacı kitaplarına meydan okuyan bir eser. Roman, otobiyografik bir çalışma olmamasına rağmen yazarın hayatından izler taşıyor. Frisch, bu eserini hayatının en önemli dönüm noktalarından birinde yazmış. Alman Dili ve Edebiyatı eğitimini bırakıp, baba mesleği olan Mimarlık okumaya karar vermiştir. Edebiyat’a dair tutkusundan vazgeçip daha “düzenli” bir hayatı seçmiş, ancak kısa bir aradan sonra yazmaya tekrar başlamıştır.

Sessizliğin YanıtıMax Frisch · Kolektif Kitap · 2019515 okunma

·

163 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Eleutheria