Dört ayda yaklaşık 35 kitap okumama rağmen inceleme yapmamıştım. Çok kuvvetli bir kitap ve karaktere ihtiyacım vardı. Tam bu noktada sevgili dostum https://1000kitap.com/Mometomori bana Monte Cristo Kontu'nu önerdi. Kütüphanemde an itibariyle duran ve bana yan yan bakan iki kocaman kitap ile göz göze geldim. Bu kıymetli tavsiyeyi kulak ardı edemezdim ve bu zamana kadar beni en çok etkileyen karakter ile tanıştım : Edmond Dantes.
Başarılı, kalbi kötülüklerden arınmış, saygın, evlilik arefesinde olan gencecik bir denizci Dantes.
Buraya kadar etkileyici bir karakter olmaktan uzak ve de hatta sıkıcı bir adam, biraz da safca.
Uğradığı bir iftira sonucunda bu sıradan adam hapse girer ve uzun yıllarını hapiste geçirir. Hapiste tanıştığı bilge bir rahip sayesinde hayata dair bilmediklerini yavaş yavaş öğrenmeye, iyilik timsali olarak gördüğü insanoğlunu çözümlemeye başlar.
Yıllar süren eğitimin ve bilinçlendirilmenin sonunda sahip olduğu farkındalık ile içinde tek bir ateş yanmaya başlar.
'' İntikam Ateşi '' .
Hapisten kurtulduğunda 'Edmond Dantes' değildir.
O artık 'Monte Cristo Kontu' dur.
Kont, intiharın eşiğine gelmesine sebep olan kişilerden intikamını almak için yaşayan, orta yaşlı, gücünü Tanrı'dan aldığına inanan ve tanıştığı herkesi kendine hayran bırakan, erdem timsali çok zengin bir adamdır.
Yıllarca süren mahkumiyetten sonra Dantes olarak girip, Kont olarak çıktığı an başlayan mücadeledir bu kitabın konusu.
Kurdukları iğrenç tezgah ile bu kitaptaki baş kötülük timsalleri, zamanında halkın içinden, akabinde halkın tepesine binen üç karakter : Villefort, Danglars ve Fernand.
Kont gerçek kimliğini gizleyerek intikam mücadelesine başlar ama ne mücadele.
Yarattığı inanılmaz imaj ve saygınlık ile bu kişilerin dünyasına nüfuz eder. İstediğini gerek sınırsız zenginliği ile gerekse kıvrak zekası ile her zaman alır. Kader ağlarını düşmanları için çoktan örmeye başlamıştır ama kimse bu erdemler timsali adamdan şüphe dahi duymaz, o iyilik timsali yarı Tanrı bir insandır. Hikayenin gerisi sizde. Fazla Spoıler, kulak çınlama sebebidir.
Ana karakterlerin haricinde bir çok etkileyici karakter var kitapta. Hatta bir ara karakter sayısı oldukça artıyor ve 'bu kim, ne alaka' gibi sorular soruyorsunuz. Kitabın sonunda bu karakter çokluğunda hiçbir boş karakter kalmıyor. Puzzle'ın parçaları öyle bir oturuyor ki, nasıl olduğunu bile anlamıyorsunuz. Hatta kitabın sonuna yaklaşık 50 sayfa var iken tam olarak şöyle bir cümle kurdum:
'' Yuh! bu onun şuyumuymuş. '' Aklınızda tutun, aynı yerde benzer bir reaksiyon vereceksiniz.
Bu iyiyken, intikam almak için 'kötü'ye dönüşen bir adamın hikayesi değil, tarzını ve tavrını değiştirip 'kötü'lerle savaşan bir adamın hikayesi.
Edmond Dantes intikamını Monte Cristo Kont'u olarak aldı ama hiçbir zaman Dantes olmaktan vazgeçmedi.
Kitabın dili şöyle güzel, böyle akıcı, aman efendim bir çırpıda okursunuz gibi şeyler yazmayacağım.
Sadece diyorum ki '' Okumadan ölmeyin. ''
Saygılar.