Gönderi

"Bir insan, içimize nüfuz edebilmek için, zamanın şekline bürünmek, çerçevesine kendini uyarlamak zorundadır; bizim gözümüze peş peşe, dakikalar halinde göründüğünden, her defasında sadece bir yönünü gösterebilir, bir tek fotoğrafını sunabilir. Sadece anlık görüntülerden oluşan bir dizi halinde var olmak, bir insan için müthiş bir zaaftır şüphesiz; ama aynı zamanda müthiş bir güçtür de; bu kişi hafızanın ürünüdür ve belirli bir anın hatırası daha sonra olup biten her şeyden haberdar değildir; hafızanın kaydettiği an ve onunla birlikte o hatırada şekillenen kişi varlığını sürdürür, yaşamaya devam eder. Üstelik bu parçalanma ölüyü yaşatmakla kalmayıp çoğaltır da. Onca Albertine'den birini kaybetmiş olmanın üzüntüsüne tahammül edebilir hale geldiğimde, aynı üzüntüyü bir başkasıyla, onlarcasıyla baştan yaşamak durumundaydım. O zamana kadar hayatımdaki güzelliği oluşturan şey, geçmişe ait anların sürekli su yüzüne çıkması hayatımın işkencesine dönüştü."
·
8 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.