Elhamdülillah
Benim için ruhuma dokunan kelamlar ile karşılaştığım bir kitap ve hitaptı.
Arayış ehline yönelik, yola çıkma, yolda istikametli ve dirayetli olmanın tavsiye edildiği, aynı zamanda içerisinde bulunduğumuz dünyada da; farklı dünyaların varoluşunu gösteren, bunların liyakatinden, zorluk derecelerinden bahseden bir hitap ile karşılaştım.
Bilmediğim o kadar çok şey vardı ki, açıkçası şaştım kaldım, çokça düşünceye sevk edildim. Okurken, bir sürü duygu ile karşı karşıya kaldım, bu da okurken biraz yavaşlamama neden oldu. Kitap her daim gözümün önünde olsa da kitabı elime alamadım, bir çağrı bekliyordum sanki kitaptan. Beni oku demesini bekliyordum.
Bazen zamansız sorguladığımız şeyler ya bir insan vasıtasıyla yahut bir kitap vasıtasıyla açılır ya... Evet, tam da öyle bir hitaba sahip bir kitap.
Kitap on iki bölüme ayrılmış ve her bölüm, sembolik kelime ve tamlamalar ile adlandırılmış, ve her bölümün çeşitli yerleri; ayetlerle bezenmiş, alıntı sözler ve şiirler ile zenginleştirilmiş. Her bakıdan ruha yolculuk edilmiş ve kitabın hitabı henüz bitmemiş.
Velhasılıkelam, arayışa çıkan herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum ve tavsiye ediyorum. Kimin kimden ve neyin neyden aradığına ulaşacağı bilinmez.
"Allah'a, Kadir-i Ezelî'ye dayanmayan, O'na bakmayan hiçbir şeyde huzur yoktur, güvence yoktur, beka yoktur."(s.325)
"İnsanların taş üzerine kazıdıkları yüzyıllık yazılar, Allah için su üstüne yazılmış yazı gibidir."(s.325)
Bir kapı vardı, anahtarını bulamadığım,
Bir perde vardı arkasını göremediğim
Derken biraz kelâm Ben ve sen üzerine
Sonra sanki ne Sen kaldın, ne de Ben.
| Ömer Hayyam (s.326)