Bu kitap diğer kitaplarına oranla daha az beğendiğim bir eseri oldu Zweig'ın. Daha çok gözlem yeteneğinin ağır bastığı iki öykü var kitapta. İlk öykü olan Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma büyük bir heyecanla ne olacak acaba dedirterek kendini okutuyor. İkinci öykü Prater'de İlkbahar daha durağan ama kısa olduğu için bir çırpıda okunuyor.
Sherlock Holmes gibi gözlem yapan ve bundan keyif alan ilk öyküdeki kahramanımız ava giderken avlanıyor diyebiliriz. Avın kendisi olabileceğini hiç düşünmüyor. Tam bu esnada çok şaşırdım, öykü adını burdan alıyor beklenmedik karşılaşma.
İki öyküde de sıradan insanların sıradan hayatlarını ele alıyor. Ama en sıradan olan hayatlarda bile çalkantılar ve heyecanlar olabileceğini bize gösteren çarpıcı iki örnek.
Çok sevemedim ama okunması gereken eserlerden bence yine de. Farklı bakış açılarından dışarıyı gözlemlemek iyidir. ;)