Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

256 syf.
·
Puan vermedi
Sahip olduğu görüş ve benimsediği hayat itibari ile kendi yaşadığı döneme siyasi ve fikri olarak bakış açısını belli başlıklar altında toplayarak yorumlama yapmış. Altını çizecek çok cümle, not alınacak çok fazla şey vardı. Bugünün sorunlarına bile öncesinden değinilmiş. Türkiye bulunduğu coğrafi konum nedeniyle aktif bir siyaset izlemek zorundadır. Çünkü bulunduğu konum onu olayların içine bir şekilde çekiyor. Kısaca pasif bir siyaset kesinlikle bu ülkeyi kurtarmayacaktır. Politika oyunu gerçekten zor ve üstesinden gelmek için sağlam siyasi manevralar gerekmektedir. "Sevginin, bir verme eylemi olduğu hususunda değinmiştik. Bu ibadetlerin tümünde, insan, verme konumunda bulunmaktadır. Namaz, insanın kendini Allah'a sunmanın; oruç, kendi üstüne eğilen nefsin kendinden vazgeçmesinin ve yine kendini Allah'a adamanın; zekat, alın terini (emeği) başkalarıyla paylaşmanın; hac, kendini başka Müslümanlara adamanın işareti olarak görülebilir. Bütün bunların içinde ve ötesinde Allah'ın rızasına ulaşabilme dileği mevcuttur. Kavram olarak Allah rızası, karşılık gözetmeden verme anlamlı taşımaktadır. "Veren el, alan elden üstündür" mealindeki hadisi şerif, aslında belki de, sevgiyi önermektedir. Verme eylemini kanaat sahiplerinin başarabileceğini düşünürsek, "zenginlik kanaattedir." diyen hadisi şerif mealinin de, aynı verme yorumunda birleştirilebileceği anlaşılabilir. Kaldı ki, verme işi, salt maddi değerlerle ilgili bir alana hasredilmiş değildir; daha önemlisi, insanın kendisinden, bilgisinden, tecrübesinden, aklının ürünlerinden vermesidir. İslam, Müslümanları cömert ve sürekli vermeye çağırıyor. Verme eyleminin, aynı zamanda kendi nefsimizin hakkını gözetme, bir emanet olarak nefsimizin hakkını gözetme sorumluluğunu içerdiğini de söyleyebiliriz. Bu durum, bencillikten bütünüyle farklı bir anlam taşıyor; bencillik kendi nefsinin çıkarını ve sadece bu çıkarı gözetme anlamı taşırken; nefsin hakkını verme durumu hasbi bir mahiyet taşımaktadır, başka bir söyleyişle, nefsin hakkını gözetmede yine Allah'ın rızası öne geçmektedir. Batı kültürünün kin ve nefretten doğmuş ve günümüz dünyasına hakim bulunan değerleri karşısında, Müslümanlar, öteki bütün insanların da adına olarak sevgiyle örülü bir dünya talebinde bulunuyor. Müslümanlar, daima demokrasinden daha fazlasına sahip oldular, sevgi dünyasına talip oldular. Oluyorlar. Ancak onlar, insan kendini değiştirmedikçe Allah'ın onları değiştirmeyeceğini de biliyorlar."
İki Dünya
İki DünyaRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 2018121 okunma
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.