Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Saltığın Yaşamı ve Felsefenin Doğası Bu noktanın Hegel’i anlamak için büyük bir önemi vardır. Felsefenin konusu gerçekten Saltıktır. Ama Saltık Bütünlüktür, bir bütün olarak olgusallık, evrendir. Felsefe gerçek olan ile ilgilenir, ve “gerçek olan bütündür.” Dahası, bu bütünlük ya da bütün sonsuz yaşamdır, bir öz-gelişim sürecidir. Saltık “kendi kendisinin oluş sürecidir, çemberdir ki ereğini amacı olarak öngerektirir ve başlangıcı olarak taşır ve salt yoğrumu ve ereği yoluyla somut ya da edimseldir.” Başka bir deyişle, olgusallık erekbilimsel bir süreçtir; ve ideal son bütün süreci öngerektirir ve ona imlemini verir. Gerçekten diyebiliriz ki Saltık “özsel olarak bir sonuçtur.” Çünkü eğer bütün sürece bir özün öz-açınımı, ilksiz-sonsuz bir İdeanın edimselleşmesi olarak bakarsak, görebiliriz ki Saltığın gerçekte ne olduğunu ortaya seren sürecin sonu ya da ereğidir. Hiç kuşkusuz bütün süreç Saltıktır; ama teleolojik ya da erekbilimsel bir süreçte onun doğasını, anlamını gösteren şey telos ya da erektir. Ve felsefe bu ereksel sürecin dizgesel bir anlaşılması biçimini almalıdır. “İçinde gerçekliğin varolduğu gerçek biçim ancak yine onun bilimsel dizgesi olabilir.” Şimdi, Saltığın olgusallığın bütünü olduğunu, Evren olduğunu söylersek, Spinozacılığa, Saltık sonsuz Tözdür bildirimine bağlanmış gibi görünebiliriz. Ama bu Hegel için Saltığın çok yetersiz bir betimlenişidir. “Benim görüşümde—bir görüş ki ancak dizgenin kendisinin açımlanışı yoluyla aklanabilir—herşey gerçeği yalnızca Töz olarak değil ama Özne olarak da kavramaya dayanır.” Ama Saltık özne ise nesnesi nedir? Olanaklı biricik yanıt nesnesinin onun kendisi olduğudur. Bu durumda o kendisini düşünen düşüncedir, kendini-düşünen Düşüncedir. Ve bunu söylemek Saltığın Tin olduğunu, sonsuz kendine-saydam ya da öz-bilinçli özne olduğunu söylemektir. Saltık Tindir önermesi Hegel için tanımların en yükseğidir. Saltığın kendini-düşünen Düşünce olduğunu söylemekle Hegel açıktır ki Aristoteles’in Tanrı tanımını yineler,—bir olgu ki, hiç kuşkusuz onun çok iyi bilincindedir. Ama Hegel’in aşkın bir Tanrıyı düşündüğünü sanmak büyük bir yanılgı olacaktır. Saltık, gördüğümüz gibi, Bütünlüktür, olgusallığın bütünüdür; ve bu bütünlük bir süreçtir. Başka bir deyişle, Saltık bir kendini- düşünme sürecidir: Olgusallık kendini bilmeye başlar. Ve bunu insan tininde ve onun yoluyla yapar. Doğa genel olarak insan bilinci için zorunlu bir önkoşuldur: Nesnellik alanını sağlar ki onsuz öznellik alanının varolması söz konusu olamaz. Ama ikisi de Saltığın yaşamındaki kıpılardır. Doğada Saltık bir bakıma nesnelliğe geçer ya da kendini nesnellikte anlatır. Hegel için Doğanın olgusallıktan yoksun olması ya da öznelci bir anlamda salt bir düşünce olması gibi bir soru söz konusu değildir. İnsan bilinci alanında Saltık kendine Tin olarak geri döner. Ve insanlığın felsefi düşüncesi Saltığın öz-bilgisidir. Başka bir deyişle, felsefe tarihi Saltığın, bir bütün olarak olgusallığın kendini düşünme sürecidir. Felsefi us evrenin bütün tarihini ve insanın bütün tarihini Saltığın öz-açınımı olarak görür. Ve bu içgörü Saltığın kendine ilişkin bilgisidir. Sorun şu yolda da koyulabilir. Hegel Tanrının kendini-düşünen Düşünce olduğu, ve bu kendini-düşünen Düşüncenin dünyayı sonsal nedeni olarak devindiren telos ya da erek olduğu konusunda Aristoteles ile anlaşır. Ama Aristoteles’in kendini- düşünen Düşüncesi deyim yerindeyse dünyaya bağımlı olmayan ve daha şimdiden oluşmuş bir öz-bilinç iken, Hegel’in kendini-düşünen Düşüncesi aşkın bir olgusallık değil ama daha çok evrenin kendine ilişkin bilgisidir. Bütün olgusallık süreci kendini-düşünen Düşüncenin edimselleşmesine doğru erekbilimsel bir devimdir; ve bu anlamda kendini düşünen Düşünce evrenin telos ya da ereğidir. Ama bu süreç içerisinde içkin olan bir erektir. Saltık, evren ya da bütünlük, hiç kuşkusuz kendini-düşünen Düşünce olarak tanımlanabilir. Ama kendini düşünmeye erişen Düşüncedir. Ve bu anlamda diyebiliriz ki, Hegel’in de dediği gibi, Saltık özsel olarak bir sonuçtur. Öyleyse saltık kendini-düşünen Düşüncedir demek ideal ve reelin, öznellik ve nesnelliğin özdeşliğini kabul etmektir. Ama bu bir ayrımda-özdeşliktir, boş, ayrımlaşmamış bir özdeşlik değil. Tin kendini Doğada görür: Doğayı Saltığın nesnel belirişi olarak görür, bir beliriş ki kendi varoluşu için zorunlu bir koşuldur. Başka bir deyişle, Saltık kendini Bütünlük olarak, kendi oluş sürecinin bütünü olarak bilir; ama aynı zamanda kendi yaşamının evreleri arasındaki ayrımları da görür. Kendini ayrımda-özdeşlik olarak, kendi içinde ayırdedilebilir evreler kapsayan birlik olarak bilir. s. 18-19-20
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.