Gönderi

Elinizdeki bu kitapla ilgili çalışmamın son günlerinde okuduğum, beni samimiyetiyle saran bir kitabı örnek verebilirim bu konuda: Ertuğrul Düzdağ tarafından kaleme alınan Ali Ulvi Kurucu'nun Hatıraları. Bu kitabı okuyup bitirdikten 15 gün sonra aklıma şu geldi: Acaba Ali Ulvi Kurucu burada anlattıklarını Ertuğrul Düzdağ ile sohbet ederek değil de kendisi doğrudan kaleme alsaydı yine böyle içten ve etkileyici olur muydu, yoksa “sohbet eden” Ali Ulvi Kurucu yerine “yazan” Ali Ulvi Kurucu daha resmi ve soğuk bir dil mi kullanırdı? Bunun cevabını belki hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz ama bizim geleneğimizin tek başına okumak ve yazmaktan çok, sohbet etme tarzında olması, belki de yazılması istenen pek çok konuyu bu yöntemle yazmak gerektiği konusunda bir fikir verebilir bize.
7 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.