Adak 2'de (Eski Soy), eski soya dair ritüeller ve inanışlar anlatılmakta. Farklı karakterlerin eklendiği ikinci kitap, içsel gizil kalmış yanların dışavurumunu içeriyor. Kişilerin zannettikleri ile karar vermesi ve ona göre bir hayat sürmesi tahmin ve yoruma açık kapı bırakmıyor. Bilinmezlik mühürlenmiş kapalı kutularda kalmaya mahkumken, Nehir Efser, pandoranın kutusunu açmaya kalkıyor ve bunun dönüşü olmayan bir yola başkoyduğunu farketmenin eşiğinde olup geri döndüremenin sancıları ile kıvranıyor. Herkes mış gibi yapıp bu gerçekliği konuşmaktan uzak. Bunu yapmayanlatın cezalandırıldığına şahit olmuş eski soyun hakimiyetini kabul etmişler. Nehir Efser adak mı kurban mı? Bunları anlamlandırmaya çalışırken kayboluyor. Nehar Gündüz'ün ona farkındalık kazandırması "Ölüm kapıyı çalıncaya dek insana hep masal gibi gelir ama öyle değildir hiç" sözü ile noktalanıyor. Gördüğü gerçekliğin ve yaşadığı gerçekliğin hep ikilemde kalması çok boyutlu ele alınmış. İkircikli bölünmüş zaman ve mekan algılatması ikinci kitapta da varlığını sürdürüyor. Herşey normalmiş gibi devam ederken aslında herşey normalin dışında bir akışta olması ile ikinci kitap son buluyor. Üçüncü kitap ile olayların çözümlemesini umut ediyorum.

Adak Cilt 2Deniz Erbulak · İthaki Yayınları · 202049 okunma

·

29 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nil yener