Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

“Hayat şöyle geçiyor: doğuyorsunuz, ölüyorsunuz ve bu ikisinin arasında karnınız ağrıyor. Yaşamak sürekli karın ağrısı çekmek demek: 15 yaşında, âşık olduğunuz için; 25 yaşında, gelecek kaygısı içinde olduğunuz için; 35 yaşında, içtiğiniz için; 45 yaşında, çok fazla çalıştığınız için; 55 yaşında, artık âşık olmadığınız için; 65 yaşında, geçmişinizden kaygı duyduğunuz için; 75 yaşında, kanser vücudunuzu sarmış olduğu için. Aralarda, anne ve babanıza, sonra öğretmenlerinize, sonra patronlarınıza, sonra eşlerinize, sonra doktorlara itaat etmekten başka bir şey yapmıyorsunuz. Zaman zaman, onların umrunda bile olmadığınızdan kuşkulanıyorsunuz, ama artık çok geç ve bir gün, aralarından biri, yakında öleceğinizi söylüyor, yağmurun altında, tahta bir tabutun içinde, Bagneaux Mezarlığı'nda toprağa veriliyorsunuz. Esirgendiğinize mi inanıyorsunuz? Aman ne kadar iyi. Bunu okuduğunuzda, ben ölmüş olacağım. Siz yaşıyor olacaksınız, ben ise ölü. Sarsıcı değil mi? Gezecek, yiyip içecek, düzüşecek, seçimler yapacaksınız, ben ise bunların hiçbirini yapmayacağım, başka bir yerde olacağım, sizin kadar benim de tanımadığım, ama siz bu satırları okurken tanımış olacağım bir yerde. Ölüm bizi ayırıyor. Bunda üzülecek bir şey yok, bu mektubu okuyanlarla aramda aşılması imkansız bir duvar olması ve buna rağmen birbirimizle konuşabilmemiz yanlış değil.
Sayfa 249 - Doğan Kitap, 5. Baskı 2001, Türkçesi: Renan AkmanKitabı okudu
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.