Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

392 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Covid-19 Gerçekleri ve Gelecek
İsmail Tokalak, Covid-19 Gerçekleri ve Gelecek adlı kitabıyla güncel bir konuya değiniyor. Tam bir yıldır korona virüs (Covid-19) ile yatıp kalkıyoruz. Yazar, kitabın başında, konunun anlaşılabilmesi için önce bazı hususları açıklıyor. Virüs ve bakteri nedir? Yararlı mı yoksa zararlı mı? Tüm bakteriler ve virüsler aynı mı? Buradan hareketle flu ortamı aşama aşama netleştirmeye çalışıyor. Aralık 2019 sonrası ortaya çıkan ve covid-19 adıyla resmileştirilen virüsün nasıl salgın haline geldiği konusu ise hala muallakta. Yazar da bu muallak ve muamma konuyu çeşitli açılardan işleyerek söylenenlerle, gerçekleri karşılaştırıyor. Salgının en bilinen ve görünen yüzü ölüm olduğu için bu durum başat olmaya devam ediyor. Ayrıca bir de ekonomik boyutu var. Bu da ayrı ve can sıkıntılı bir durum. Bu dönem de binlerce işyeri kapandı ve bunun sonucu olarak da ortaya binlerce, milyonlarca işsiz çıktı. Bu da olayın başka bir yönü. Esas soruyu sormak gerekirse: Covid-19 nasıl ortaya çıktı? Mart 2021 itibarıyla bir seneyi geçen bu salgının nasıl ve nereden çıktığı konusu ise hala gizemini korumaya devam ediyor. Bu gizem sürdüğü sürece, bunun üzerinden çeşitli haklı veya haksız bir takım spekülasyonlar da ortaya çıkıyor. Çin'in bir şehrinde ortaya çıktığı söylenen ve yabani bir hayvan üzerine atılı suçlama, halen yürürlükte olsa da, buradaki muamma da sürüyor. Bu bilinmezlik ve muammalar da kişi, toplum ve devletlerin kafalarını karıştırmaya devam ediyor. Şu an için devletler bir şeyler yapmaya çalışsa da bu da ne kadar başarılı olacak o da ayrı muamma. Tam kapanalım, yarım kapanalım, her şey serbest, yarı serbest yarı kapalı gibi çeşitli seçenekler arasında yuvarlanıp gidiliyor. Kimin doğru söylediğinin ya da at iziyle it izinin birbirine karıştığı, puslu, karanlık bir ortamda, parmak izlerinden yola çıkarak cinayetin kimin tarafından işlendiğini çözmek için on binlerce, yüzbinlerce uzman, prof. uğraşıyor. Uzaktaki ışığa yaklaşmaya çalıştıkça belirsizlik, gizem iyice dibe dalıyor. Bunu çözmek için kimler uğraşıyor ya da uğraşmıyor ve kim doğruyu söylüyor? Maalesef (Mart 2021 yılı itibarıyla DSÖ'in Çin'de yaptırdığı inceleme de net bir bilgi ortaya çıkmadı.) garibim bir yarasa üzerine atılı suç halen yürürlükte. Bu virüs yarasadan mı (daha bunu kimse dillendirmiyor, çünkü tutmadı ama yine de birileri söylemeye devam ediyor) yoksa bir laboratuvardan mı veya ABD'nin bir oyunu mu? Bu tür düşünceler almış başını gidiyor? Bu doğrultuda çok bilinmeyenli denklem, labirente dönmüş ve gizemini korumaya devam ediyor. İsmail Tokalak da yerli ve yabancı kaynaklardan derlediği bilgi ve ayrıca bunlara ilave ettiği yorumlarla bu konu hakkında hem sorular soruyor hem de bazı soruları da cevaplandırmaya çalışıyor. Okuyan birileri taraf olarak görebilir, doğrudur, taraftır ama diğer kitaplarını da okuduğum için onlara oranla biraz da ortada. Tabi net, dobra görüş ve alıntıları mevcut. Kafa karıştıracak, ideolojik saplantı veya aşırı bilimsel kavramlarla kitabı doldurup anlaşılmamayı 'erdem' haline ve buradan da 'büyük' olma düşüncesinde de değil. Öyle de düşüncesi yok zaten. O da sıradan ve aklını kiraya vermeyen binler ve milyonlar gibi anlamadığı ya da tamamlayamadığı yapbozun parçalarını birleştirmeye çalışıyor. Kolayı da vardı. Toptancı kabul ile "büyüklerimiz böyle diyor, diyorlarsa bir bildikleri var, ben onlardan daha iyi mi düşüneceğim, onlar daha iyisini bildikleri için söylenenler doğrudur" demiyor. Burada sebep-sonuç ilişkisi içinde kurulan köprünün yapımında hata olduğunu ve bunu anlamlandırmaya çalışıyor. Maske, Mesafe, Temizlik. Bu üçlünün bile apayrı incelenmesi, tartışılması gerekir. Farklı ülkelerde yapılan çeşitli araştırma, test, ilaç, aşı çalışmaları hakkında da bilgi veriyor. Kısaca "ölümü gösterip sıtmaya razı ediyorlar". Kitabın içinde çok kez geçen bu cümleyi, bende aynı şekilde inandığım için kullanıyorum. En baştan bu zamana kadar geçen sürede "korku imparatorluğu" kuruldu. Bu korku imparatorluğu bir milattır ve bundan sonra çıkacak/çıkartılacak new-neo- yeni pandemiler için de önemli. Artık covid -19 sonrası dönem birilerinin iştahını kabartmaya başladı bile. Televizyonlarda sabahtan akşama, akşamdan sabaha kısaca 24 saat boyunca korku saldılar. TV'nin erişemediği bir yer de kalmadığı için hep sonuç gösterip genelden bahsetmediler. Sürekli aşı, aşı, aşı….diyerek ruh çağırma gibi "aşı çağırma" seansları yapıldı. Beklenen ruh da sonunda geldi. Maalesef bir avuç azınlık da 'aykırı' fikirlerinden dolayı hep dışlandı, hakarete uğradı, yok sayıldı, görmezden gelindi, 'ne yani, ilaç yerine paça çorbası mı içeceğiz' diyerek alay edildi. Dün de bugün de yarın da tek bir gerçek olacak o da: Bağışıklık sistemi. Bağışıklık sistemi hasar aldığında her türlü saldırıya açık hale geliniyor. Hatta düzenin bazı tetikçileri bile bu bağışıklık sistemi gerçeğini ağızlarından kaçırdılar. Çünkü onların büyük çoğunluğu zaten tetikçiydi. Düzen öyle konuşmalarını istediği için insanlık için değil, gerçeği değil, bağışıklık sistemini değil, aşıyı ya da parayı savundular (aşı karşıtlığı anlamında demiyorum. Aşı da olabilir ). İnsanların niçin, neden, nasıl hastanelerde öldüğünü merak etmediler, sormadılar. Arka planda hastalıkları var mı yok mu, bahsetmediler, bu kadar kişi öldü diyerek, hep sonuçtan korku yaydılar. Kimse ne yediğini sormasın, araştırmasın, ilgilenmesin diye bunlar hep saklandı. Ölümleri ülkelerin özelinde araştırmadan sonuçtan hareketle bütüne ulaşılmaya çalışıldı. ABD ile Türkiye nasıl bir olabilir? Ya da İtalya ile ABD, Çin, Fransa, Almanya….Ölümleri istatistiki bir durumla, çizelgelerle gösterip sayı enflasyonu oluşturdular. İsmail Tokalak da covid-19 ile ilgili ne söyleniyor, ne gösteriliyor ve gerçeği nedir diye bu işin peşine düşmüş. Televizyonda duyamayacağınız ve yazılı basında genelde okuyamayacağınız bilgileri okuyucuyla paylaşıyor. Bu bilgiler gizli saklı bilgiler de değil. Sadece kamuoyuna, kurulu medya düzenlerinin akışı içinde gösterilmeyenleri ajansların içinden çıkartmış. Legal ve yayımlanmış çalışmalardan hareket etmiş. İsmail Tokalak bir pencere açıyor. Birilerin hoşuna gitmese de, (Zaten televizyonlara da çıkartmıyorlar. Bu bile soru işareti?) yolu aydınlatıyor. Eğer bu ve benzeri salgınlardan kurtulmak isteniyorsa öncelikle yiyecek-içeceğimize (gıda) bakmamız gerekiyor. Televizyonlar, bağışıklık sistemini dirençli tutmak için ve kötü beslenmenin düzeltilmesi, önlenmesi için neler yapılması gerekir diye programlar yapacağı yerde, ölüm, korku, paranoya, hastalık yaymaya devam ediyor. Çoğu kişinin ilk defa duyacağı bu bilgiler, şaşırtabilir. Sürekli cambaza bakıldığı sürece bu döngü hep devam edecek. İsmail Tokalak hepsi bir arada bir derleme sunuyor. Notlar: Bu kitabın tamamı yani en baştan en sona kadar, noktasından, virgülüne, boşluğundan, de'lerine da'larına, birleştirilen kelimelerinden, dipnotlara oradan da, yanlış, hatalı yazılan kelimelere; cümlenin özne-yüklem bütünlüğüne; satır satır, paragraf paragraf, kelime kelime gözden geçirilmesi gerekiyor. Kitap düzenlenmeden ham haliyle matbaaya gönderilmiş. Okuma da bazen sıkıntı da oluyor. Lakin 3-5 değil yüzlerce not çıkardım, defter kırmızıya boyandı. ++ Farklı sayfalarda aynı dipnotlar kullanılmış. Yazarla konuşup diğer sayfadaki dipnot olduğu gibi verilmesi yerine önceki sayfadaki dipnota atıfta bulunabilir. ++ Yine yazarla konuşup bazı dipnotlardaki bilgiler kısaltılabilir. Ezcümle: Kitap mutlaka okunmalı. Dün de bugünde taraftım. Azınlıkta olsak, yolumuz doğru. Beğendim, tavsiye ederim. Bizlere 'deli gömleği' giydirilmeye çalışılsa da gerçeğin aydınlatılmasını bekliyoruz. O, Çinli yarasanın da hakkını korumak istiyoruz. Hala neden, nereden çıktığı belli olmayan genel değil, ölüm odaklı sonuçlar üzerinden toplumlar belli bir yere doğru kanalize edilmeye çalışılıyor. Kitap, okuyucuya farklı bakış açısı da kazandırır. Soru sormak bile şüphedir. Korkmadan soru soralım. Bu kitabı 12 - 14 Şubat 2021 tarihleri arasında okudum. İnceleme yazısı ise 3 Mart 2021 tarihinde 1000Kitap sitesine eklendi.
Covid-19 Gerçekleri ve Gelecek
Covid-19 Gerçekleri ve Gelecekİsmail Tokalak · Ataç Yayınları · 20204 okunma
·
121 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.