Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Aristoteles, filozofun her şeyden önce doğal dünyadaki varlıkların özünü, hareket halindeki töz ya da maddenin özelliklerini araştırmak gibi bir görevi olduğu kanaatindeydi. Aristoteles'e göre filozof ikinci olarak da var olan her şey için geçerli olan hakikatleri, bütün varlıkların tabi olduğu genel ilkeleri, "varlığın varlık olmak bakımından" karakteristiklerini gözler önüne sermek ve şeylerin en gerçeği olan varlığın doğasını incelemek durumundaydı. Bu araştırmalardan birincisi, açıktır ki duyu yoluyla gözlemlenen soyut varlıkların daha az genel bir bilimi olarak fizik biliminin kapsamı içinde kalır. Aristoteles fiziğe, zamanında bilim ile felsefe arasında bir ayrım bulunmadığı için, "ikinci felsefe" adını vermişti. İkinci araştırma türü ise, duyulara alabildiğine uzak, bu yüzden ancak akıl yoluyla kavranabilir soyut konuların ve genel olarak varlığın bilimi anlamında (Yunanca "to on" var olan, "logos" da bilim anlamına geldiğine göre) ontolojiye tekabül etmekteydi. Aristoteles, bu ikinci bilime de "ilk felsefe" adını vermişti. Başka bilim ve sanatlarla ilgili olarak da yazmış olduğu gibi, söz konusu iki disiplin üzerine de iki ayrı kitap alan Aristoteles'in yazma eserleri, onun ölümünden sonra kaybolmuştu. Bu eserler sonradan öğrencilerinden biri olan Rodoslu Andronikos tarafından gün ışığına çıkartılıp tasnif edildi. O, "ilk felsefe"yle ilgili eserine bir ad bulmaya çalışırken ona üstadın "ikinci felsefe"ye ayrılmış kitabı olarak Fizik'ten sonra gelen eser anlamına gelecek şekilde Metafizik (meta ta phusika) adını verdi. Bileşik sözcükteki meta ön eki, Yunancada sonra ya da ötesi anlamına geliyordu.
Sayfa 55 - Anadolu Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.