Paranormal Ofis, yazarımızın üçüncü kitabı. 77 sayfadan oluşuyor ve bölüm başlıkları halinde yazılmış. Öncelikle kapak tasarımından başlamak istiyorum. Kapakta Paranomal Ofis’in bulunduğu bina tasvir edilmiş. Duvarlarda gizemli sayılar ve Mısır mitolojisinde ölüm ve cenaze tanrısı olarak nitelendirilen çakal başlı Anubis’i görüyoruz. Bu tasviri Celil’in her iki alem ile olan ilişkisi ile bağdaştırdım. Önde saha araçları ve saha ekibi olan Yamaç, Celil, Nihal ve Zehra’yı görüyoruz. Yazar bu kitabında da kendi ismini kullanmış, Türk edebiyatında nadir olduğunu düşündüğüm kendine özgü tarzını oluşturmuş. Yamaç çocukluğundan beri hayalini kurduğu Paranormal olayları araştırmak üzere Almanya’daki dostu Zehra’nın da etkisi İle önemli bir karar alıp görevinden istifa edip bu alana yönelir. Daha sonra dostlarından oluşan, her biri kendi alanında uzman olan ekibi ile bu olayları araştırmaya ve çözmeye başlar. Kitap o kadar sürükleyici ve akıcı bir dille yazılmış ki, en az 2-3 saatlik bir zamanınız olduğunda elinize alıp okumaya başlamanızı tavsiye ederim çünkü bitirmeden elinizden bırakamayacaksınız. Fezmonot’ta olduğu gibi Paranormal Ofis’te de milli değerlerimize verilen önemi görebiliyoruz ve göğsümüzün kabardığı sahneler oluyor. Filiz ve Hülya ile de tamamlanan ekip ile her biri birbirinden ilginç gizemli olayları araştırıp çözerler. Normalde paranormal olaylar içte ürperti oluştururken yazarımızın anlatımı ile korku oluşmadan okuyabilirsiniz. Kimi zaman tebessüm edip kimi zaman duygulandığım kitap, akıllarda sorular ile sona eriyor. Hayatı sorgulamaya başlıyorsunuz. Keşke hiç bitmeseydi dediğim bir kitaptı. Devamını mutlaka bekliyorum.