"Bâsübâdelmevt,
Tamâmen yok olmuş gibi görünen bir şeyin yeniden canlanması,kışın ardından gelen bahar, kırılan gönlün çiçekler açması da bâsübadelmevte dâhildir. "
Bahar geldi, dört mevsimi baki gözlerim gördü. Kitaplar, yazılar,şiirler kuru güller toplandı kitaplığımda. Artık ömrümün neresindeyim saymadım. Pazar günleri rakamlar törpüler geçersizdir diyor eski bir bilge. Baharın dallarından zerdaliler penceremden içeri fışkırıyor. Hangi şiirin dalısın diyorum kendi kendime bir de gülüyorum, ocakta fokurdayan çaydanlık ağzında geveleyen bir kocayı anımsatıyor. Soğuyan fincanıma demli bir çay dolduruyorum. Artık duymuyorum gevelmeleri. Pazar günleri eski dostlarıma, sevdiğim insanlara mektup yazarım. Hiçbir mektubu ulaştırmadım. Yazdığım her mektubu zarfına koyuyorum kaç pazar toplandı? Kaç mektup birikti?
Doldu taştı kutularda... Yalnızlığa serenat vurmuş gibi ömrün bahçesine gömüyorum...
Ve devamını Ümit Yaşar Oğuzcan'a bırakıyorum:
Güneşin akşam hüzünle battığı
Karşıdaki karlı dağlar yalnız
Düşe yaprak, esen rüzgar yalnız
İnsanda ölümün yalnızlığı
Yalnız düşünceler paramparça
Yalnız hatıralar kırık dökük
Yalnızlık zor, yalnızlık büyük
İnsanın yalnızlığı bambaşka
Dünyada yalnız olmayan ne var
Yer altında ölüler, gökte yıldız
Denizlerde yelkenliler yalnız
Ve insan yalnız tanrılar kadar
Üzerinde ümitle yaşadığımız
Dünyaya sığmıyor yalnızlığımız