Gönderi

"...merhamet ve sevgi İslam’ın temel değerlerinden olmasına rağmen, Bedeviler bu mesajı içselleştirmeye pek yatkın değildi. Nitekim, Kur’an peygamberi bu konuda açıkça uyarıyordu: “Çöl Arapları, inkâr ve nifak bakımından daha şiddetlidir. Allah’ın elçisine indirdiği sınırları bilmemeye de onlar daha ‘yatkın ve elverişli’dir.” Bu, elbette “çöl Arapları”nın Müslüman olmadıkları anlamına gelmiyordu. İslam’a girmişlerdi; ama katı ve haşin tabiatlarını da İslam’ın içine getirmişlerdi ki, bu Harici militanlığı olarak temayüz ediyordu. Haricilerin yaygın bir özelliği militanlık ise, bir diğeri de kolektivist zihniyetleriydi ki, bu da, İslam öncesi dönemden taşıyıp getirdikleri kabileciliğin bir yansımasıydı. Montgomery Watt’ın tabiriyle, İslam’a girdikten sonra, kabile ya da klana benzer küçük gruplar oluşturdular, çünkü “daha önce içinde yaşadıkları kapalı grupları bu defa İslami bir temelde yeniden canlandırmayı deniyorlardı.” Kendilerine “Ehl-i Cennet”, diğer Müslümanlara “Ehl-i Cehennem” demeleri de, İslam öncesi Bedevi inancına uygun şekilde, bireysel hayatın ancak dışa kapalı bir topluluk içinde anlam kazanmasının ifadesiydi."
Sayfa 146 - pdfKitabı okudu
·
6 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.