Kadına yönelik artan şiddet olayları, taciz, tecavüz sonrasında öldürme vakalarını izlediğimiz bu günlere denk düştü Diana Scully’nin “Cinsel Şiddeti Anlamak” kitabını okumam ve nihayetinde bugün 8 Mart Dünya Kadınlar gününde bitirdim. Kitap bir sosyolog olan yazarın bilimsel araştırması. Tecavüz suçundan hüküm giymiş tutuklular üzerine bir inceleme. Çıkan sonuçlar ise bir kadın olarak gırtlağıma ne yutabildiğim ne de çıkarabildiğim bir kılçık takarcasına... Kitapta cinsel şiddetin NEDEN olduğunu anlayabilmek için içinde yaşadığımız toplumun sosyokültürel temellerine bakmamız gerektiği vurgulanıyor. Yani erkekler içinde yaşadıkları toplumun değer yargıları ile sosyal medya, pornografi, tv dizileri ya da kendi aralarında dolaşan efsaneler yoluyla tecavüz etmeyi “öğreniyorlar”. Bu beni oldukça etkiledi çünkü toplum sağlığı alanında çalışan biri olarak hiç bakmadığım bir bakış açısıydı. Kitabın ikinci yarısı ise bunun NASIL çözülebileceği ile ilgili. Buradan çıkardığım sonuçlar: İlk olarak tecavüz eden erkekleri “hasta” olarak gören dolayısı ile ellerinden bir şey gelmeyen hatta onların yardıma muhtaç olduğunu düşündürmeye çalışan erkek egemen bakış açısının değiştirmeliyiz. Daha sonra tecavüzü kadında fiziksel olarak gözle görülür bir yara bırakmadığı için önemsizleştiren, herhangi bir davranışı nedeniyle kadını eleştiren, yer yer onda suç bulan ve sonuçta elle tutulur bir ceza vermeyerek cinsel şiddeti kabul edip ödüllendiren bir toplumda yaşadığımızı ve bunun yine toplumsal düzenlemeler, kanunlar, kadın haklarını sınırlayan ve bu haklara uygun olarak hareket etmelerini ve erkeklerle eşit olmalarını önleyen engellerin ortadan kaldırılması ile son bulacağının farkına varmalıyız. Faili kim olursa olsun, aile bireyleri, eşler, sevgililer, arkadaşlar, patronlar ve tanıdıklar gibi kadına yönelik suçlarda uygulanan cezalar, tanımadıkları kişiler söz konusu olduğunda uygulanan cezalar ile aynı ağırlıkta olmalıdır. Televizyonda gördüğümüz babası tarafından tekmelenirken “Anne” diye ağlayan çocuğun da, gasilhaneye kitlenerek tacize uğrayan yavrucuğun da, 92 yaşında 23 yaşındaki yan komşunun tecavüzüne uğradıktan sonra boğularak öldürülen ninenin de feryatlarının ancak böyle önüne geçebiliriz. Cinsel şiddet sadece bir KADIN SORUNU değildir. Dolayısı ile sadece kadınların kendilerini korumaları ile önlenemez. Her gün daralan güvenlik alanında bir kadın olarak “yaşam” mücadelesini sadece eve ekmek götürmek , çalışmak, para kazanmak olarak değil aynı zamanda nefes alabilmek, yaşayabilmek, vücut bütünlüğünü koruyabilmek olarak da veren tüm kadınlarımızın kadınlar gününü kutlarım.

Cinsel Şiddeti AnlamakDiana Scully · Metis Yayıncılık · 2013345 okunma

·

42 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Tubilikliklik