Dostoyevski bu kitabı herkesin bildiği gibi ticari kaygılarla veya borcu olduğu için 25 günde yazmış. İlginç olan belki burasıdır. Ancak bu kaygıyla bile yazması, yeteneğine gölge düşürmemiş.
Hepimuz kumarbaz olmayı, en azından kazanmayı isteriz öyle tasvir ve tutku dolu anlar anlatıyor ki, gerçekten kendimi kumarbaz hissettim.
Aslolan kazanmak değil, aslolan oynamakta değil, o anı o hissi alabilmek, rulette dönen o topun saniyeler sonra masaya bıraktığın, bıraktıkları o paranın o senin olması veya tüm servetini kaybederken o topun yavaş yavaş dönmesi tüm bunlar olurken de sende oluşan o duygular. Kaderinin o topa bağlanması.
Herkes para kazanır, kimi beyniyle kimi bedeni gücüyle. Sonuçta ortak bir üretkenlik vardır.
Ancak kolay yoldan para kazanma, kazanma isteği ilk çağlardan beridir insanoğlunun vazgeçilmezi. Tüm bunları bilmesine rağmen bunun ne gibi felaketlere yol açtığını bilse bile bu tutkudan, bu arzudan, asla vazgeçemez insanoğlu.
Keyifli okumalar.