Kendisi bir radikal feminist ütopya
1915 tarihinde Gılman tarafından yazılmış kitapta Üç erkek bilim adamını ana karakter olarak görüyoruz. Sosyolog, biyolog ve jeolog. Bu Kadınlar ülkesinde yaklaşık iki bin yıldır hiç bir erkek yok. Kitabın kurgusu bunun üzerine örüntülenmiş. Erkeksi özelliklere sahip bu kadınlar güçlü anatomik yapıları olduğu kadar, doğanın kanunları doğrultusunda yaşamayı bir beceri haline getirmişler.
“Bir yarış atına, sırf yük taşıyor diye güçsüz denir mi?” Yani kadınlar biyolojik olarak kadın doğdukları için güçsüz mü sayılmak zorunda?
Zihin gücü, irade gücü ve sosyal özverileri fazlasıyla olan bu kadınların annelik vasıflarıda yoğun bir şekilde kitapta işlenmiş.
Yazar ütopik romanını bize aktarırken ayrıca eğitim felsefesinide yansıtmaya çalıştığını düşünüyorum. Ancak 1915 ile 2000’li yılların koşullarını karşılaştırmak ve sonuç çıkarmak mümkün değil.
Kitabın kurgusu güzel olsada ben dilini akışkan bulmadım. Karakterler ve yaşanılan ilişkilerin beni olayların içine dahil edemediğini kitap bitene kadar hissettim. Tercihi okuyucuya bırakıyorum.
Keyifli okumalar.