Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

430 syf.
·
Puan vermedi
Meryem ‘in , annesi Nana ile yaşadığı anlarda geçmiş yaşantısı okudukça çözülüyor . Dünyaya gelişi , dışlanmışlığı , baba sevgisi açlığı , dışardaki hayata özlemi, kardeş arayışı yine derin bir duygu tasviri ile anlatılmış. Babası Celil, çok zengin bir adam, 3 karısı var ve çok büyük bir evde, fazla imkanları olan bir evde yaşamaktalar. Nana o evin hizmetçisiyken Celil ile bir birliktelik yaşıyor ve sonra hamile kalıyor. Bu durumun haberini aldıktan sonra da boş bir arazide bir ev yaptırıyor. Kimsenin gidemediği bir ev. Hatta yıllar geçtikçe oraya erzak , yemek , ihtiyaçlarını Celil kendi oğullarıyla taşıtmaktadır. Eşleri bu durumu biliyor ancak göz yummakla birlikte Nana’yı uzakta tutmakla da hoşnutturlar. Celil bazı günlerde Meryem’i ziyarete gelir, evin ihtiyaçlarını karşılar. Meryem ile arasındaki iletişim özlem doludur. Meryem Celil geldiği zamanlarda çok heyecanlanıp, bir yandan da bunu Nana’ya belli etmemek için çaba göstermektedir. Celil işe çeşitli oyunlar oynuyorlar ancak Meryem büyüdükçe sorgulamaya başlar, neden kardeşleriyle olamıyor, o alandan onu neden çıkarmıyor , gitmek istediği yerlere neden gidemiyor, diğer çocuklar gibi okula gitmek istiyor. Ancak her seferinde olumsuz yanıt almaktadır. Okula gitme isteğini Nana çok sert şekilde gerçeklerle yüzüne vuruyor. Gittiği zaman her daim aşağılanacagını, hor görüleceğini , küçük düşürüleceğini söylüyor. Meryem’i ziyarete gelenler arasında ona Kuran öğreten hocası Molla var ve onu da çok seviyor. Bazen ayetlerle ona hayatında aradığı cevapları veriyor. Bir gün o evden gidip kardeşlerinin yanına onlarla tanışmak istediğini Nana’ya söylüyor ve Nana ağlamaklı olarak , sen buraya aitsin eğer gidersen ben ölürüm yaşayamam diyor. Meryem her şeye rağmen kaçarak oraya gidiyor. Kapıyı çalıyor, bir hizmetli çıkıyor , Celil’in kızı olduğunu söylüyor , sonra şoför geliyor evde olmadığını ve beklememesi gerektiğini söylüyor .Meryem bekleyeceğini söylüyor ve saatler geçiyor , kapının önünde sabahlıyor . Ertesi gün uzun süre gelmeyeceğini söylüyor şoför ve Meryem Celil’in evde olduğunu görüyor , onu almak istemediğini anlıyor. Oysa ki evdeyken güzel zaman geçirip onu ne kadar sevdiğini söylüyordu. Meryem’i arabaya bindirip eve götürüyorlar ve o korkunç anla karşılaşıyor. Nana’yı asılmış bir şekilde dışarda görüyor. Zaman geçiyor ve Celil onu evinin bir odasına alıyor. Eşleri arada bir gelip ona bakıp gidiyorlar. Odasına yemek geliyor, onlarla birlikte yemeğe inmiyor. Kardeşleriyle bir -iki sohbet ediyor ve hiç bir şey yaşadığı şoklara ilaç gelmiyor. Bir gün eşleri Meryem’i aşağı çağırıp Celil’in de olduğu bir görüşme yapıyorlar . Zengin adamların ayakkabılarını tamirini yapan durumu gayet iyi olan bir adamın Meryem’i istediğini söylüyorlar , böyle kısmeti bulamayacağını söylüyorlar . Kendi aralarında her şey Meryem için iyi gibi konuşuluyor. 40 lı yaşlarında eşi ve çocuğu ölmüş .Meryem isteniyor şok geçiriyor. Celil’e bakıyor belki hayır der diye , Celil istemeyerek de olsa sert yanıt veriyor. Ertesi gün adam onu almaya geliyor . Meryem neyin içinde olduğunu anlamadan atlayıp başka bir şehre doğru gidiyor. Giderken Celil’e sitem ediyor , Celil seni görmeye geleceğim diyor , Meryem sitemli konuşuyor ve gidiyorlar. Meryem’in gittiği yer babasının evi kadar büyük olmayan ama yine de geniş olan eve bakıyor, orada adama hizmet edeceği günleri hayal ediyor. Nana’yı düşünüyor . Meryem’i başka bir odaya götürüyor , burada kalacaksın yalnız yatmaya alışkınım böyle olacak diyor. Meryem ilk günlerde üstündeki tramvaları atmaya çalışıyor. Aradan 1 hafta geçtikten sonra adam artık bekleyemeyecegini söylüyor, ve birliktelik yaşıyorlar. Meryem istemediği şeyleri yaşananın verdiği duygulara alışmaya çalışıyor, ilk zamanlar yaptığı yemekleri adam beğeniyor. Bazen onu gezdiriyor. Bir süre sonra Meryem de alışıyor . Bir gün adamın odasına giriyor ve hiç görmediği şekilde çıplak kadınların olduğu dergiler görüyor. Aklına kocasının başını açarak gezen kadınlar hakkında söylediği sözler geliyor. Kendisini de artık örtülü gezmesi gerektiğini söyleyip çarşafa sokan da kocasıydı. Ve Meryem hamile kalıyor. Meryem’i hamama götürüyor bir gün ve kendini kanlar içinde görüyor. O günden sonra bir çok kez bebek denemeleri oluyor ama Meryem’in çocuğu olamıyor. Adam yıllar geçtikçe yemekleri beğenmemeye başlıyor . Her şeyde azarlıyor, yemek gecikince ortalığı dağıtıyor. Meryem her gününü adama yaranma çabası içinde geçiriyor. Ve Leyla.. Meryem’e eşinin komşularının kızı.Babası eğitimci naif bir adam . Annesi ise kendi dünyasında bazı dönemlerde psikolojisi bozulan bir kadın Fariba. Leyla çocukluk günlerini Tarık isimli mahalleden arkadaşıyla geçirmektedir . Tarık’ın bir bacağı yok , zaman içinde ona duygular hissetmeye başlıyor. Tarık ailesiyle belli dönemlerde Afganistan dışına başka yerlere gidiyorlar , Leyla hüzün içinde onun dönmesini bekliyor . Bir kaç Arkadaşı daha var onların aileleri erken yaşta çocuklarını evlendirmek için hazırlık yaparken , Leyla’nın babası onu okutmak istiyor. Fariba ise 2 oğluna düşkündür , Leyla ile arasındaki uçurumu sadece Leyla hissetmektedir . Her seferinde annesine yakın olmaya çalışıp olamamaktadır. Fariba 2 oğluna övgüler yağdırıp abilerinin kahramanlığından bahsetmektedir. Arada bir de saçından tel koparır .Vatanı korumak için ikisi de dışardadır. Afganistan’ın o yıllarda içimden geçmiş olduğu siyasi tarihi de vurgulanmaktadır, Sovyetlerin elinden kurtuluşu, sonra mücahitlerin eline geçişi , halkın suçu olmadan , sivillerin öldürülmesi.. Bir gün abilerinin şehit haberi geliyor ve ailesi yıkıma uğruyor . Annesi hayatını yaşarken bitiriyor, siyah dışında kıyafet giyinmiyor. Leyla ile yakınlaştığı zamanlarda bile beraber uyurlarken abilerinden bahşediyor ona. Tarık’la büyüdükçe daha da yakınlaşmaya başlıyor, birbirlerine itiraf ettiği şeyler oluyor. Bir gün Tarık ve ailesi Pakistan’a gideceğini söylüyor . Leyla inanamıyor , bir gün gelip onu da alacağını söylüyor Tarık. Beraber oluyorlar. Sonra Tarık gidiyor. Biraz zaman sonra da babası bu savaş halinden bir an önce kaçması gerektiğini söyleyip toparlanmaya başlıyorlar. Toplandıkları gün Leyla bir şey hazırlamak için başka bir kata gittiğinde bomba patlıyor. Gözünü açtığında ise Meryem’in evindedir. İlaçlarla yaşıyor, her yerine saplanan çizimlerin acısını yaşıyor. Ailesi ölmüştür bunun farkına varıyor. Meryem’in kocası Raşit de Leyla’ya oldukça iyi davranmaktadır ve bazen yalan da söyleyerek ona yaranmaya çalışıyor . Meryem biliyor ama göz yumuyor. Biraz saman geçtikten sonra Meryem Raşit’in niyetini anlıyor . Senden bu güne kadar bir şey istemedim ilk defa istiyorum , istemiyorum bu evliliği 40 yaşına geldim diyor . Raşit de kimseye boşuna bakamayacagını söylüyor . Zaten Leyla başka nereye gidecek, gitse de genel eve düşer tecavüzlere uğrar burada baban gibi bir kaç eşi olan biri olarak yaşayabilirim diyor. Bir gün Leyla’yı biri ziyarete geliyor. Hastalanıp hastanede yattığı zaman Tarık ile tanışmış ve ondan selam getirdiğini söylüyor. Leyla’nın içi içine sığmıyor. Göçmen otobüsünün saldırıya uğrayıp sadece 3 kişinin sağ kalıp yaşam mücadelesi verdiği onlardan biri olan Tarığın hastanede diğer bacağını da kaybettiği çok acılar çektiği zaman zaman Leyla’yı ona anlattığı bir haber getiriyor. Bunlardan bahsetmem gerek diye geldim diyor. Ve ölüm haberini veriyor. Leyla en büyük yıkımı abileri, ailesi kadar bile olmayan bir acıyla o an yaşıyor, oraya gitme hayalleri suya düşüyor. Raşit’in sözünü Meryem Leyla’ya iletiyor ve Leyla Tarık ile ilgili aldığı haberden sonra tamam diyor. Karnındaki bebek için bu gerekli diye düşünüyor. Sonra yaşı küçük , adam 60 larında istemekte istemeye onunla aynı odada kalıyor ve sabah elindeki bıçakla çarşafı kan yapıyor. Daha sonra Meryem Leyla’ya hep tepkilidir . Raşit “Meryem sana hizmet edecek ondan her şeyi isteyebilirsin” demesine rağmen Meryem Leyla’ya yaptığı iyiliğe onu kurtarmasına kendine kızmaktadır. Leyla oysa ki Meryem ile bağ kurmak istemektedir. Bir gün büyük bir kavga ederler ve Meryem içindeki her şeyi kusar , sen benim kocamı elimden aldın diye. Leyla ısrarla bunu istemeyerek çaresizce yaptığını söyler. İlerleyen zamanlarda büyük kavga sonrası yakınlaşırlar ve dostluk bapları kurmaya başlarlar. Bir gün kaçma planı yapmışlardır . Leyla o zamana kadar Raşit’in cebinden çalarak biriktirdiği paraları hazırlar ve Öeryem ile otobüs durağına Pakistan’a girme hayaliyle giderler . Orada bir adamı gözüne kestirir Leyla. Bizim biletimizi al ve bizi kuzenim diye tanıt der. Adam parayı alır bileti almış gibi yapar ve onları polise ihbar eder. Polis onları sorguya çekip Raşit’e teslim eder. Raşit var gücüyle ikisine de dayak atar. Meryem’in suçu yok diye Leyla onu korumaya çalışır. çocuk doğar ve Raşit çocuğun yüzüne bile bakmaz kız çocuğu olduğu için. Adı Azize olmuştur. Meryem’le aralarında özel bir bağ oluşmuştur . Yıllarca çocuğu da olmadığı için . Savaşın etkilerinin devam ettiği yıllar içinde Leyla yine hamile kalmıştır. Bu sefer erkek bir çocuk dünyaya getirmiştir. Raşit hiç tahmin edilmeyecek kadar çocuğa bağlı ve ilgilenen bir babadır. Leyla ile zaman zaman kavga ediyorlar . Leyla ona diklenen bir kadın olmuştur . Meryem ile Leyla arasındaki dostluk bağının nasıl geliştiğini de okurken hissedeceksiniz. Artık mücahitler , kominist gruplar dağılmış ve şiddetli şeriat kurallarının yayınlandığı Taliban hükümeti gelmiştir. Yeni ad Afganistan İslam Devleti olmuştur. Kadınlara yönelik olan metinleri okuyunca şöyle bir kadın haklarının Cumhuriyet ile gelmesine ve kendi vatanınızın lideri Atatürk’e saygıyla eğiliyorsunuz. Cumhuriyet ve hürriyete bir kez daha aşık oldum. Açlık sefalet yılları başlamıştır. Raşit işini kaybetmiştir. Günlerce aç ve susuz kaldığı zamanlar oluyor. Leyla , Meryem ve Azize’nin açlık anlarını okurken içiniz burkulacak . Sonra Raşit Leyla’ya Azize’nin dilenmesini istediğini söyler. Leyla onu korur. İlerleyen zamanlarda mecburen yiyecek ekmekleri yokken, Azize’yi yetimhaneye verirler. Leyla bunu ağlayarak yaptı ancak mecburi olduğunun Azize de farkındadır. Oraya gidince nasıl körü bir yer olduğunu görür , her gün onu görmeye gider, öğretmeninden öğrendiklerini anlatır annesine. Raşit artık onu götüremeyeceğini ve yorulduğunu söyler. O sıralarda iş bulmuş aynı zamanda çalışmaktadır. Leyla kendim gideceğim dediğinde Meryem ben götürürüm der. Talibanla karşılaşıp her gün dayak yiyip eve döndüğü zamanlar olmuştur eşsiz evden çıktığı için. Israrla gitmeye devam etmiştir . Raşit zaman zaman ahmak olmadığını bazı şeyleri anladığını vurgulayarak Leyla’ya imalarda bulunmaktadır . Azize’nin ona hiç benzemediğine dair. Ve bir gün Tarığı aniden görür ve şaşkına uğrar , yaşadığı o buhranı yazar çok güzel tarif ediyor. Tarık ile karşılaşınca aralarında uzun bir konuşma geçiyor. O sırada oğlu yanında oynamaktadır. Kendi evinde onunla her şeyi konuşuyor. Tarığa her şeyi anlatmıştır. Azize’yi merakla görmek ister. Leyla ona duyduğu aşkı uzun uzun yeniden içinde yaşamaktadır . Raşit Leyla’yı kurtardıkları zaman ona muhtaç kalsın diye Tarık hakkında ölüm haberi verdirmek için birini tutmuştur. Oğlu annesinin bir erkekle konuştuğunu babasına söylediğinde Tarık olduğunu öğrendiğinde çocukları gönderip öfkesinden gözü dönmüş bir şekilde Leyla’yı odaya kapatıp dövmeye başlıyor, öldüresiye dövüyor, sonra Meryem dayanamayıp içeri giriyor. Meryem’e de dayak atıyor. Sonra gözü dönmüş şekilde Leyla’yı morartacak kadar boğmaya çalışırken Meryem eline aldığı kürekle ona vuruyor. Leyla uyandığında bambaşka bir hayat var karşısında. Meryem onun yanında iyi olduğunu duymaya çalışır ve kendine geldikten sonra , Leyla ona kaçmayı teklif eder ve bunun için ağlar yalvarır ve hayal kurmaya başlar . Meryem ise bunun mümkün olmayacağını Raşit’i öldürmesinden sonra kimsenin onun kaçmasına izin vermeyeceğini , gerçeklerle yüzleşmesi gerektiğini , ayrıca yolda kaçarken onlara bir şey olursa çocuklarına bakacak kişinin kendisi olacağını söyler . Leyla Tarık ile Pakistan’da yeni hayatına evlenerek başlıyor , oğlu ilk başlarda hala babasının geleceğini zannederek kin dolu duygularla Tarığa ve annesine yaklaşıyor. Azize ile Tarık arasında büyülenir bağ kurulmuştur artık. Leyla oradaki imkanlarına her gün şükrediyor. Sıcak suyun musluktan gelmesi, sifonu çekilen bir tuvaletin olması gibi şeyler bile onlar için lüks şeylerdir. Bu şekilde zaman geçerken , o dönemdeki ikiz kuleler saldırısı konu ediliyor . Taliban Usame’yi ABD’ye vermeyeceğini söylüyor . ABD savaş açıyor ve Afganistan’ın bombalarla imtihanı yeniden başlıyor . Meryem hapishaneye gittiğinde en ağır suç onun olduğu için saygıyla davranılmaktadır . Sonra yargılaması başlar ve inkar etmeden zorunlu kalıp öldürdüğünü söyler. Orada hakkında verilen karar sonrası ölümü gerçekleşir. Sonra annesinin oğullarını feda ettiği Liderin ölüm haberini alıyorlar . Leyla rüyalarında Meryem’i görüyor , aklından Meryemle ilgili olan anıları çıkmıyor. Memleketleri artık eski haline dönmüştür. Bunu haberini alırlar. Kadınlar çalışma hayatına tekrar dönmüştür. Leyla dönme isteğini Tarığa iletir . Tarık da ona olan aşkından sen nasıl istersen deyip her şeyini alıp memleketlerine dönerler. Dönüş yolunda Tarığa çocukları bırakıp tek başına Meryem’in hocası Molla Sait’e gider , ölüm haberini aldıktan sonra Meryem’in yaşadığı eve gidip anlattığı her şeyi gözünde canlandırır. Ev harabe olmuştur. Meryem’e Molla Sait’in oğlu , babasının Meryem’e bıraktığı kutuyu teslim eder. Leyla onu alıp otele döner ve içinde duygu yüklü bir mektup , Pinokyo filmi CD’si ve bolca dolar yapılmış para vardır . Mektupta babası Celil’in savaşta kaybettiği çocukları , eşleri , ve Meryem’e duyduğu sevgi ve pişmanlıkları içimi titreterek okumamı sağlayan duygu seli aktarılmıştı. Leyla bir süre sonra Azize’nin saha önce kaldığı yetimhaneye bağış yaparak orası için yenilikler yaptı ve çocuklara öğretmen oldu. Her zerresine kadar hayatı boyunca hep Meryem’i hissetti. Ve çocukluk arkadaşının bir gün Leyla seni gazetelerin ilk sayfasında göreceğiz demesini hatırladı . Çünkü yetimhane için yaptıkları gazeteye haber olmuştur. *Tanrı’nın sözleri seni asla yarı yolda bırakmaz. *Korkuyorsun Nana derdi ona.Hiç tadamadığın mutluluğu benim bulmamdan korkuyorsun. *Onlar nedamet niyetine , yarım yürekle , üstünkörü verilen rüşvetlerdi; kızı mutlu etmekten çok kendi vicdanını rahatlatmak için yapılan , içtenliksiz hesaplı jestler .. *Hoşnutluğun, güzelliğin asla ulaşılamaz şeyler olmadığını nihayet görebilseydi ..ya da işte benzerlerinin , onları andıran şeylerin . *Hangisi daha kötüydü , Raşit’in dergileri mi , yoksa Celil ‘ in yaptığı mı ? *Çünkü bir toplumun kadınları eğitimsiz olduğu sürece başarıya ulaşma şansı yoktur Leyla, hiç yoktur . *Bakın bazı şeyleri ben size öğretebilirim. Bazılarını kitaplardan öğrenirsiniz .Ama bazı şeyler vardır ki mutlaka görmeniz ve hissetmeniz gerekir . *Sırrını rüzgara fısıldarsan , ağaçlara söylediği için suçlayamazsın. *Daha önce Meryem böylesine şiddetle hiç istenmemişti. Hiç kimse ona sevgisini böylesine riyasız , böylesine koşulsuz beyan etmemişti. *Sevgi insana zarar veren bir hatadır. İşbirlikçisi , yani umutsa tehlikeli bir yanılsama . *O günün anısı , artık bir başkasına aitmiş gibi gelen geçmişten , kutsal bir yadigardı. *Yüzünde minnettar ,herkeslerin gıpta ettiği , benzersiz bir ayrıcalık bağışlanmış birinin ifadesi. *O artık bambaşka bir şeye dönüşmüş ;kenarları eskisi kadar keskin olmayan , daha mülayim , daha acısız bir şeye. Kutsal bir bilgiye , örneğin . Hürmet edilen , tam da anlaşılmayan , gizemli bir bilgiye . *Belki de yüreksizlerin asıl cezası budur: gerçeği iş işten geçtikten sonra ,artık yapılabilecek hiçbir şey kalmadığında görmek , anlamak . *Ama tıpkı Celil Han’ın mektubu gibi , Kabil’in kefareti de çok gecikti ..
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020100,5bin okunma
·
271 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.