Gönderi

... Acımayı, erdem sayacak kadar ileri gidilmiştir (her soylu ahlakta bir zayıflık olarak görülür oysa—); hatta daha da ileri gidilmiş, acıma erdemin ta kendisi, tüm diğer erdemlerin temeli ve kaynağı kılınmıştır ancak gözden kaçırılmaması gereken, kalkanına yaşamın inkârı kazılı nihilistik bir felsefenin bakış açısıyla yapılmış olduğudur. Schopenhauer tam ordamındaydı bu noktada: Acıma aracılığıyla yaşam yadsınmıştır ve yadsınmaya layık kılınmıştır -acima, nihilizmin pratiğidir. Tekrarlayalım: Bu depresif ve bulaşıcı içgüdü, yaşamı koruyan ve onun değerini artıran içgüdülerin tümünün önünde engeldir: 0, hem sefaletin çoğaltıcısı hem de sefillik yaratan her şeyin koruyucusu olarak décadence'in ilerleyişinin başlıca araçlarından biridir -acıma, hiçliğe inandırır!. Doğal olarak kimse “hiçlik” demez buna: Biri "ahiret” der, diğeri “Tanrı”, biri “hakiki yaşam”, diğeri Nirvana, günahtan kurtuluş, kutsanmışlık... Dinsel-ahlaksal zırvaliklarin bağrından çıkan bu masum retorik, kişi o yüce, hayranlık uyandıran sözcüklere bürünen eğilimi kavradığında, çok daha az masum olarak görünmeye başlar:yaşam düşman bir eğilimdir bu.Schopenhauer yaşama düşmandı.Bu yüzden acıma onun için erdem oldu. ...
··
17 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.