Bir kelimenin peşine düşüp ta Orta Asya bozkırlarında gezmek ya da Orta Asya bozkırlarında kelimeyi sürüye sürüye Anadolu'ya ve Balkanlar'a taşımak ne güzel.
Bugün unuttuğumuz,yerine baskın kültür olan Arap-İslam kültüründen sözcükler devşirip sanki bizimmiş gibi benimsediğimiz,hatta bunlardan uzaklaşınca dedelerimizin mezar taşını okuyamadığımızı sandığımız bir zamanda kendi özümüze dönüp arı Türkçemizi öğrenmenin tam zamanı.
Kitap sözcüklerin bu serüvenini o kadar güzel anlatmış ki insan her sözcüğü aklında tutamamanın üzüntüsünü yaşıyor.
Etimoloji meraklılarının bir yudumda içip bitireceği bir kitap ve benim de başyapıtım olacaktır bundan sonra.