Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Devlet dairesinde çalışmış, gazete çıkarmış, dergilere yazılar yazmış, 1800'lerin sonunda eğlence sektörünü gayet net bilen, iyi gözlemciliğiyle çok renkli ve fonksiyonel bir adam aslında Safveti Ziya... Kendisiyle ilk tanışmam "Salon Köşelerinde" adlı bu romanla oldu. Bu eser, aynı zamanda Safveti Ziya'nın ilk romanı... Edebiyat yaşamında roman, öykü, tiyatro oyunu gibi pek çok dalda eserler verdiğini görüyoruz. Yazarın bu romanı, 1898 yılında Servet-i Fünun dergisinde tefrika edilerek yayım hayatına başlıyor. Malum, dönem yönetimince sansüre uğruyor ve sakıncalı bölümler çıkartılıyor. Yazar, II. Meşrutiyet'in getirdiği bir ferahlamayla sansürlenen bölümleri eserine tekrar ekliyor ve kitabını 1912 yılında ilk kez yayımlıyor. Bu romanda, Safveti Ziya'nın kibar, romantik ve açık bir yazı dili olduğunu gördüm. Hissettiği duyguları, sözcüklere geçirme konusunda sahiden çok yetenekli... Sayfaları ilerledikçe, sanki Şekip Bey ile biz de o içsel buhranları, heyecanları yaşıyor gibi oluyoruz. Olay örgüsü olarak durumsal, yavaş ilerleyen, teknik bakımdan oldukça başarılı, benim çok beğendiğim bir roman olsu "Salon Köşelerinde"! Kitaba detaylı daldığınızda, alt metinde eserin otobiyografik özellikler içerdiğini görebilirsiniz; bence Safveti Ziya'nın hayatından birtakım yaşanmışlıklar içeriyor. Yirminci yüzyılın başında, 1900'lerdeki İstanbul tasvir ediliyor. İstanbul'da "batılılaşma" teriminin, yaşamın her alanında etkisini ve tartışmasını gösterdiği yıllar... Bir tarafta Batı'yı temsil eden, modernleşmeyi ve çağdaşlığı temsil eden, eğlenceden hoşlanan, iyi dans eden Lydia Sunshine! Diğer tarafta ise Doğu'nun vücut bulmuş haliyle, vatansever, milliyetçi, kendini çok iyi yetiştirmiş, onca batılı ailelerin arasında kibar bir karakteri olan ve aşk defterini kapattığını sanan Şekip Bey! İki ana karakterimizin o büyülü valsiyle başlayan olaylar, hoşlanmayı aşıyor ve bir aşk çağlayanına doğru sürükleniyor. Şekip Bey, doğunun tüm özgüvensizliğiyle kırılan kalbini Miss Lydia'ya açmak için uğraşıyor; aşkın ne olduğunu kavrayamayan Miss Lydia ise türlü oyunlar ve hırçınlıklarla Şekip Bey'i uzun bir süre görmezden geliyor. Baştan sona bu Doğu-Batı çatışması zeki bir şekilde analiz edilirken; son sayfalarda bence Şekip Bey büyük bir hata yapıyor. Kitap da olmaması gereken bir şekilde bitiyor. Halbuki LOWE ALWAYS WINS!
Salon Köşelerinde
Salon KöşelerindeSafveti Ziya · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,158 okunma
·
80 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.