Gönderi

256 syf.
·
Not rated
Conatus ve Teolojik Etik Kavşağında Sabahattin Ali
Bireysel hatta toplumsal davranışlarımıza yön veren normlar nelerdir? Hem Sabahattin Ali hem de Spinoza bu sorunun yanıtının insanın içindeki “var olma çabası” olduğu noktasında hemfikir görülür. Sabahhattin Ali buna “içimizde hadiseleri muhakeme eden hesabi tarafımız” derken Spinoza buna “var kalma çabası” der. Düşünmenin eşlik etmediği en basit eylem olan reflekslerden en karmaşık sosyal durumlara kadar insan yaşamını daha iyi bir halde sürdürmek adına çabalar. Ayağımız kaydığında seri bir refleksle vücudumuzu toparlamamız ya da komşularımız, akrabalarımız, patronumuzla iyi geçinmemiz, hep varlığımızı olumlu yönde sürdürmek adınadır. Buraya kadar Sabahattin Ali, Spinoza’ya eşlik ederken, var kalma çabamız uğruna yaptığımız eylemlerin ahlaki değeri noktasında, hesabi tarafımızı/var kalma çabamızı şeytanlaştırarak başka bir yöne sapar. Bu yön iyi eylemleri emredip kötü eylemleri yasaklayan, katı ahlak yasaları koyan teolojik etiğin yoludur. Spinoza ise bunun tam tersi bir istikamette ilerleyerek “insan varlığını korumaya ne kadar çok çalışırsa, o kadar fazla güç sahibi olur ve o kadar çok erdem kazanır.” der. Spinoza ile Sabahattin Ali’nin belirli bir noktadan sonra tam tersi istikamette yol alması esasında zihin ve beden ayrımı konusuna farklı yaklaşımlarından kaynaklanır. Sabahattin Ali’ye göre zihin bedenden ayrıdır, dolayısıyla ahlaki yasalar rasyonel akıl yoluyla (Tanrı’nın da yol göstermesiyle) kavranabilir. Spinoza ise en başta zihin ve aklın birlikteliğini savunan bir merkezden yol çıkar.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019173.5k okunma
·
100 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.