Kısacık 7 hikayeden oluşmasına rağmen tüm hikayelere kendimi kaptırdım. Hepsi birbirinden güzeldi. Öyküler yazıldığı dönemi anlatıyor, o dönemlerin sokaklarına gezintilere çıktım. Ökkeş Amcanın hikayesini çok sevdim. Alamanya'da gurbetçi olan Ökkeş Amcanın şiveli diliyle yazılmış tek yönlü mektubu beni çok eğlendirdi. Nitekim bu hikayeyle Gurbetçilerin yabancı bir ülkede ve kültürde yaşadıkları sorunlarını anlatmış ve Almanya da çok ses getirmiş. Ben şivesine ayrı bir sevgi duydum. Ayrı bir hikayede ise 70 küsür yaşında ki işkolik emekli albay Nizamettin Bolayır'ı da çok sevdim. Tüm karakterleri kısa olmasına rağmen içselleştirdim. Kısacası çok sevdim. Bunu unutmamak için arada gelip buradan okurum artık.