Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

84 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Seninle konuşayım diye ağlaya ağlaya/Taşların dilini öğrendim sonunda.
Okuduğum her satırda aklımdan "Böyle bir aşk gerçekten var olabilir mi?" diye geçirdim çünkü henüz karşılaşmadığım ve çevremde de görmediğimden böylesi bir sevgi mümkün değilmiş gibi geliyordu. Neden mi böyle söylüyorum? Çünkü aşkın hiç görmediğim halini gördüm bu şiirlerde. Ölen eşinin mezarına çaresizce gidip yalnızca bir mezar taşıyla karşılaşmanın seven adama taşlarla konuşmayı öğrettiği halini gördüm. Ondan kalan eşyaların yerlerini dahi değiştirmeye kıyamayışını, toprak altında kemikleri çiçeklensin diye bağban oluşunu ve bütün bunları ona yaptıranın aşk olduğunu gördüm bu şiirlerde. Bu şiirler yalnızlığın, özlemin şiirleri. Şükrü Erbaş'ın eşi Hatice Erbaş'a, Ömür Hanımına, Şahgülü'ne yazdığı şiirler ve hepsi de Ömür Hanım'ın gidişinin onu çok seven eşinde bıraktığı izlerin şiirleri. Belki de birçoğumuzun da hayatından geçip gidecek bir Ömür Hanım olacak ve bizler acımızı ve yalnızlığımızı böyle sanatlı anlatamayacağız sayfalarda. Ne acımız ne de yalnızlığımız başkalarını da tesiri altına alacak kadar önemsenecek. Hatta geçip giden ismine 'Ömür Hanım' dediğimiz sevgilimiz de olsa hakikaten ömrümüz de olsa bu böyle olacak. Karacaoğlan'ın dediği gibi üstüne bastığımız toprak bir gün boyumuzu aştığında bizim toprak altındaki yalnızlığımız kaç kişiyi tesiri altına alacak? Ya da biz ne kadar hazırız o karanlık yalnızlığa? İncelemeyi böyle yazıyorum çünkü kitabın kapağını biraz önce kapadığımda içime dolan tek his ölümün gerçeğiydi. Bir yerlerde "Ölüm var!" diyen ama ölümün varlığına uygun yaşayamayan insanlar, ölümden korkan ve ölümün geleceğini de unutmuş olan biz insanlar bir şekilde onu hatırlamanın bir yolunu bulmalıyız artık. Belki de bunun bir yolu da bu kitabı okumaktır. Okudukça anlıyorum ki okunan her kitabın insanda bıraktığı bir parça oluyor, bu kitabın da bende bıraktığı "ölümün gerçekliği" oldu ve düşündüm; çok sevdiğim birinin ardında kalabilecek miyim? Ya da benim ölümüm, ardında çok sevdiğim birilerini bırakabilecek mi? "Yürü bre yalan dünya Sana konan göçer bir gün İnsan bir ekin misâli Seni eken biçer bir gün Yer üstünde yeşil yaprak Yer altında kefen yırtmak Bastığımız kara toprak Boyumuzu aşar bir gün. Gör yastığa düşer başın Gözlerinde kurur yaşın Belki de bir can yoldaşın Kefenini biçer bir gün." -Karacaoğlan.
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz SessizceŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201612,9bin okunma
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.