Grange’ten yine sürükleyici, heyecanlandıran bir polisiye roman. Bu kitabı okurken anladım ki Grange’in tarzı bana çok uyuyor. Olayların içine çok net bir şekilde dahil oluyorum yazış tarzı nedeniyle. Betimlemelerini de sevdim. Özellikle araştırarak yazdığı anlaşılıyor. Bu nedenle kitapta anlattığı yerleri net olarak kafamda canlandırabiliyorum.
Kitabın konusu alışılmışın biraz dışında. Ana karakter kadın sorgu yargıcı. Ben karakteri sevdim, bana geçti. Özel hayatı istediği gibi gitmiyor. Aynı zamanda iş hayatı da çok tatmin etmiyor kendisini. İstediği dosyalardan çok ıvır zıvır dosyalar veriliyor kendisine. Yargıç bir arkadaşı aracılığı ile yamyam bir katilin işlediği cinayetlerin içine çekiliyor. Hayatının anlamsızlığının üstünü örtmek için katili bulmaya adıyor kendini. Küçükken ablasının da yamyam katilin kurbanları gibi katledilmesi katili bulma arzusunda itici bir güç oluyor. Dediğim gibi her sayfada heyecanı artan bir roman.
Ancak her ne kadar çok sürükleyici bulsam bile iki husus beni tatmin etmedi. İlki sonu pek hoşuma etmedi. Araştırma, dosyada ilerleyiş çok özenli ama son kısmı öyle hissettirmedi bana. Bazı parçalar net oturmadı. İkincisi ise vahşet ve iğrençlik üst düzeydeydi. Okurken rahatsız olduğum çok kısım oldu. Ama Grange severler bence bu romandan da keyif alacaktır. Yazarı bilen ve sevenlere tavsiye edebilirim.