Gönderi

58 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Bir gece yarısı Newyork'tan Buenos Aires'e hareket etmek üzere olan gemide parlayıp sönen denklanşörlerle başlıyor hikâye. Gemide dünya şampiyonu Mirko Czentovic var. Satranç oynayarak küçücük bir köydeki sefil yaşamından kurtuluyor. Aslında tam anlamıyla kurtulamıyor. "Rembrandt, Bethoven, Dante ya da Napolyon gibi tarihi karakterlerden haberi olmayan birinin kendini dünyanın en önemli adamı zannetmesinden daha doğal ne olabilir ki? Kısıtlı zihninde yalnızca tek bir şey var: aylardır satrançta tek bir oyun bile kaybetmediği. Dolayısıyla, dünyada satranç ya da para dışında önemli başka bir şey olabileceğinin farkında değil. Kendini sevmek için ihtiyacı olan her şeye sahip." Olabildiği kadar kaba, tek derdi satrancı kazanmak ve karşılığında para almak. Bunun için en ucuz en köhne barlarda bile oynamaktan çekinmemiş. Gemide bir grup insanla 250 dolarına satranç oynarken aniden oyuna müdahil olan gizemli adam Doktor B. ile oyunun seyri değişiyor. Doktor B. Czentovic'in aksine kibar biri. Czentovic satranç tahtasını görmeden dahi oyun oynamazken Doktor B. bu konuda son derece yaratıcı, sadece zihninde bile kendi kendine satranç oynamayı başaran birisi. Satrancı oynarken iki rakibin zıt karakteri yansıtılmış. Tıpkı siyah be beyaz taşlar gibi bir taraf tamamen siyahken bir taraf tamamen beyaz. Czentovic satrancı kazanmak için rakibni ruhsal olarak çökertmeye çalışıyor ve bu yönüyle de kitapta anlatılan Gestapo'nun uyguladığı zihin işgencesine benziyor.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Karbon Kitaplar · 2016238,4bin okunma
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.