Bir İngiliz Edebiyatı klasiklerinden...
Bir kitabı okumaya başlayacakken, okurken veya bittikten sonra öncelikli düşündüğüm ve merak ettiğim şey 'kitaba neden bu isim verilmiş?' oluyor. İkna kitabında da bunu düşündüm elbette. Jane Austen toplumun bir insanı ikna ederek ve o insanın buna ikna olarak nasıl sekiz buçuk yıl yürek acısı çektiğini anlatıyor. Aslında bu kitap toplumun tek bir kişi üzerindeki iknasını değil, çoğu karakterde bunu anlatıyor. Kitaba ilk başladığımda geniş aile kavramından ötürü ve isimlerden dolayı biraz kafam karıştı ve alışmam için biraz zaman alması gerekti, ki kitabın ilk sayfalarından alınan buram buram İngiliz kültürü bana bir şeyi bir kere daha fark etmemi sağladı. Toplumun insanın kişiselliğinde büyük oranda etkisi var. Bazen istesek de istemesek de toplumun bize yaptıklarından kaçamıyoruz. Bir birey toplumunu pekala yansıtabiliyor ve kitaplar hangi türde yazılmış olursa olsun toplumdan izler taşımaya devam ediyor. Onun dışında Jane Austen'ın kadın ve toplum düşüncelerini bir alay denebilecek şekilde kitapta yer vermesini de ayrıca sevdim.
Toplum veya kültür, kendi doğrularına bireyi ikna etmeye çalışır, ama bu iknalar bireyin hayatına mal olmalı mıdır?
