Zweig'a ait kitapların bana göre en mükemmeli, adı gibi en olağanüstü olanıydı. Hemen her sayfada Zweig'ın zihnine girmiş olan intihar duygusunun izlerini görmek mümkündü; "artık hayat benim için hiçbir şey ifade etmiyordu. Etrafa boş gözlerle bakıyordum. O an düşündüm; acaba ölüm nasıl bir şeydi?"
Bu dünyaya yabancılaşmış teğmenin yoğun duyguları o denli etkiliydi ki karakterle kendinizi özdeşleştirmemeniz elde değil. Bu kadar kısa sayfalarla bu kadar yoğun anlam katmak da tabii Zweig'ın farkı.
Çoğu zaman biyografimi okuyor gibi kendimi buldum satır aralarında... Kitaptaki ana karakterin mesleğinden, hayata bakış açısına, bu dünyaya yabancılaşma sürecine kadar benden parçalar vardı.
Albert Camus'un Yabancı'sı gibiydi...