Kısa sürede keyif alarak okusamda benim için ortalama bir kitap oldu Kadınlar Adası. Yazar gerçek bir olaydan esinlenerek kurgulamış ve konu olarak inanılmaz başarılı. Anlatım dili zor ve karışık. Alışana kadar zorlandığımı itiraf ediyorum. Feminist bir roman mı? Yaniii, bence değil. Olması için bana göre ağırlık verilmesi gereken konular başkaydı gibi geldi bana. Maren ve Ursa iki ana kadın karakterimiz. Konunun bana cazip gelmesinin sebebi de bir adada sadece kadınlar kalması ve onların güçlü hikayelerini okuyacağımı düşünmem olmuştu. Fakat adaya gelen bir kaç erkekle kadınların çoğu zaten yine onun peşinden ilerledi. İlgimi çeken diğer konu ise cadılar, büyü, cadı avı, kadın ve erkek ilişkileri gibi önemli noktalardı aslında. Böyle başlıyor ama sonra yazar bahsettiğim konuları son derece yüzeysel geçerek Maren ve Ursa arasında başlayan yakınlaşmaya ağırlık veriyor. Bu konunun dostluk boyutunda kalıp bir şeyler başarma çabalarını okusaydım çok daha fazla severdim ve çok daha güçlü karakterler okumuş olurdum bence. Konu güzel, kitap akıyor ve sıkılmıyorsunuz. Ama bence feminizm beklentisi ve dik duran güçlü kadınlar kafasından ziyade gerçek bir olaydan esinlenerek yazılmış güzel bir tarihi roman olarak bakarak okursanız çok daha fazla seveceğinizi düşünüyorum. Kirsten karakteri bu kitabın güçlü kadın ve feminizm algısına tek örnekti bence. Onun olduğu her sahneyi bayılarak okudum. Duruşuna bayıldım. Sevdiklerimle, sevmediklerimle benim için ortalamaydı. Tarihi ve mitoloji olarak benzer tür arıyorsanız kesinlikle önce Akhilleus’un Şarkısı ve Kızların Suskunluğu’na şans verin derim.

Kadınlar AdasıKiran Millwood Hargrave · İthaki Yayınları · 2021566 okunma

·

132 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Tuğba Atıcı Coşar