Gönderi
Ekim 2020 sonrasında Ray Bradbury serisinde elimizden gelen her eseri, bulabildiğimiz kadarını okuyup tamamlayacağız inşallah. Bunun ilki (umarım ki sonuncusu olmaz) Deliler Mezarlığı ve fena değildi bence. 1954 Los Angeles’inde geçen bir olay bu, belirtelim.
Roy var kitapta. Korku sineması projeleri var. Aslında çok şey var ama ne yok? Kahraman kişinin adı yok arkadaşlar. Bir kere bile geçmiyor hikayede. Bu beni üzdü. Merak ettirme konusunda da çok iyi işler başardığını düşünüyorum. Sadece bu da değil aslında.
Kahramanın adını vermemekle bir gizem unsuru bulundururken aynı anda yaptığı ciddi eleştirilerle de karşımıza çıkıyor. Özellikle geçmişe dönük yaşamayı seçenler için söyledikleri ve gerçek dünyadan elini eteğini çekip kurgu dünyasına (şimdinin telefon dünyası) geçiş yapanları anlatıp, eleştirel yaklaşması en çok aklımda kalanlar.
Kısaca demek istediğim, iyi bir eserdi. Yağ gibi eriyip gidiyor sayfalar. Gözler de... Hayırlı geceler, iyi okumalar dilerim dostlar..
·
160 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.