Gönderi

510 syf.
·
Not rated
Hasan Sabbah sıradan bir insan olarak dünyaya gözlerini açıyor. Zamanla İnsana, sonra Tanrı’ya ve tüm dinlere inancını yitiriyor. İnsanın kusurlarını, zayıflıklarını tanıyor, siyasetin temel dayanağını çözüyor ve dehasını dünyaya hükmetmek için kullanmaya karar veriyor. Kendisini Mehdi ilan ediyor. Ve kullarını mucizeleriyle etrafına topluyor. Peki bu kurnaz adamın mucizesi ne mi; Seçtiği fedailerine cennetin anahtarını sunmak.. Eğitimli güzel kadınların, haşhaşın, evcilleştirilmiş vahşi hayvanların, daha önce hiç görmedikleri meyvelerin, ışıkların, çiçeklerin içinde daha önce hiç tatmadıkları duyguları tadıyorlar. Cennete bir kez giren fedailer tekrar o duyguyu yaşayabilmek için ölüme tereddütsüz koşuyorlar. Çok mu ütopik geldi? Günümüzde dini siyasete alet eden, kendisini Mehdi ilan eden bir çok kişi, tarikat hala Hasan Sabbah’ın yolundan yürümeye çalışıyor. Yani belki de Hasan Sabbah’ın orduları dağıtıldı demek çok ütopiktir Bir Slovenyalı’nın kaleminden çıkan bu kitabı yarım bırakmamak için zorladım kendimi. Siyaset, savaş, entrika pek fazla benlik değil sanırım. Konu gerçekten çok ilgi çekici ama kurgu ve betimlemeler hikaye kadar güçlü değil bana göre. Beklentiyi fazla yükseltmeden, sosyolojiye ilgi duyanlar eminim keyifle okuyacaktır.
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201242k okunma
·
42 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.