"Kar yağıyordu rüzgârın savurduğu saçlara… Karda yürürken ayak izlerini seyrediyordu, ardı sıra dönen çocuksu bakışlar. Yürünmemiş bir patikayı adımlıyordu yürekler.
Demir dövüyordu işçi bilekleri. Eritiyordu demiri kışın soğuğunda. 1902 yılının Ocak ayıydı. Ve işçilerin o güne kadar hiç söylemedikleri bir türküyü kundaklıyordu anneler.