Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

264 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Köy Enstitülerini merak edenlere
Yönetimi kendi eline almış, ülkenin bağımsızlığını sürdürecek tek gücün, ulusun egemenliği olduğunu anlamış ve bunu bizzat yaşamış bir halk var.Bunu devam ettirecek , bu ülkeyi yönetecek, ileriye götürecek nesiller yetiştirmek gerekiyordu. Cumhuriyeti, değerlerini halka benimsetmek gerekiyordu. Bunun en temel ve etkili yolu, toplumsal değişim ve dönüşümü başlatacak en önemli araç, eğitim idi. Ancak meslek bilgisi olmayan, ilköğrenimi görmeyen, din hocalarının öğretmenlik yaptığı yerdi okullar.10.102 öğretmenden sadece 2734 ü meslek öğrenimini görmüştü. Padişahlık sisteminin okullarından Cumhuriyet değerlerine sahip okullara evrilmesi bir gereklilikti. Bu yüzden eğitimde yeniliğe gidilmesi şarttı. Yeni nesli, Cumhuriyetin değerleriyle donatmak gerekiyordu, öğretmenleri de Cumhuriyetin değerlerini aktaracak şekilde yetiştirmek gerekiyordu.. Peki devrimler kentlerde hayat bulabilirken köye ulaşamıyordu, köye nasıl ulaşılacaktı? Köylerde Misak-ı Milli sınırlarımızdı, köylerde yönetime ortaktı .Bu devrimlerin köylerde benimsenmesi köylünün de ekonomik,kültürel,sosyal ,düşünce anlamında gelişmesi şarttı .Devrimleri köye yayacak nitelikli kişiler yetiştirilmeliydi bu yüzden. Köyde klasik eğitim, sadece okuma-yazma öğretimi gibi bir anlayışın etkili olması beklenemezdi. Köyün unsurları başkaydı.Köy enstütüleriyle köyü kendi unsurlarıyla( tarımıyla, hayvancılığıyla, teknik işlerle) içten canlandırmak, köye kök salmak, köylü elitler yetiştirmek hedefti. Köye özgü bir sistem oluşturulmalıydı. Öğrenilen bilginin köyde işlerlik kazanması gerekirdi .Öğrendiğini köy yaşamında kullanabilen, köye aktarabilen insanlar yetiştirilmeliydi. Kendi giysilerimizi kendimiz üreteceğimiz, kendi yiyeceğimizi tarımla kendimiz karşılayacağımız bir eğitim planlanıyordu. Üretime yönelik bir eğitimdi hedef .Zirai ,teknik dersler bu yüzden ders saatlerinin yarısını oluşturuyordu. Tarım ve teknik işler teorik ve bilimsel çabayla desteklenmeli , bilimsel yollar kullanarak yapılmalı ki verim arttırılmalıydı. İş içinde bilim, fen , ilim ,düşünce kazanacak bilim ve fennin ışığında kendi ihtiyaçlarını kendi üretmeye çalışan bir ülke olacaktık. Kurtuluş savaşında bağımsızlık elde eden Türkiye şimdi aydınlanma savaşıyla geleceğini kuracak.Köyün kalkınması demek Türkiye’nin kalkınması demekti çünkü o1940’ların Türkiyesi’nde köylü nüfusu fazlaydı. Peki Köy Enstitüleri’nde nasıl bir eğitim anlayışı, özelliği vardı? • İş içinde öğrenme vardı, yaparak-yaşayarak öğreniyorlardı. • Eğitim ve üretim beraberliği ile gelişme ve kalkınma hedefleniyordu. • Demokratik yaşam ve ortamın olduğu yerdi. Her cumartesi yapılan toplantıda, müdürden, öğrenciye, öğrenciden aşçısına kadar herkese aksaklıkları, eksiklikleri konuşup yapılan işleri eleştirme hakkı veriliyordu. • Türk kadınıyla birlikte yürümek hedefleniyordu. Bu yüzden karma eğitim vardı. Zira Cumhuriyetin değerleri kadın ve erkeğin her alanda eşit olmasını gerektiriyordu. Bu değer enstitülerde de anlam bulmuş oluyor. Bu ülke kadınıyla erkeğiyle hepimizindi. Yönetiminde ortak olmak, çalışmak, öğrenmek ülkemizi ileriye taşımak hepimizin sorumluluğuydu. Eğer Türkiye yükselecekse halkını oluşturan bütün bireylerin katkılarıyla yükselecekti. • Korkmadan düşündüğünü söylemek, açık düşünceli, olumsuzlukları konuşabilen bireyler yetiştirmek.. • Konuşmak, düşünmek, düşündüğünü söylemek, eleştiriye açık bireyler yetiştirmek.. • Her daim yaşayan ve üreten merkezdi. • Tabiat, okul ve sağlı bilgisi, ulusal oyunlar, askerlik, ev idaresi, çocuk bakımı, zirai işletmeler ekonomisi, kooperatifçilik gibi dersler de vardı • Bu enstitüyü bitiren mutlaka 1 müzik aleti bilmeden mezun olamazdı. • Sadece kendi öğrencilerini değil, çevresinde bulunana köylü kitlesini eğiten bir işleve de sahipti. • Zirai ve teknik dersler ders saatinin yarısına sahipti. • Yaşamın gerçek işleri içinde eğitim- öğretim vardı. • Bireyi iş içinde yoğura yoğura iş vasıtasıyla yurdu şenlendirmek.. • Yurdu yoksul değil, varlıklı ve mesut insanların yurdu haline getirmek. • Eğitimin merkezine öğretmeni koyan anlayış vardı. Öğretmene çok büyük sorumluluk düşüyordu. Köyün eğitimi , zirai-teknik işler, işlikler, öğrencilerin dersleri, yetişkinlerin akşam okulu, meslek kursu,….gibi çok sorumlulukları vardı öğretmenin. Köy Enstitüler, öğretmene mezun olduğunda pek çok alanda en fazla verimi alabilmek için geniş bir plan veriliyordu. • Her bilgiyi iş içinde vererek eğitmek metottu. • İş ve eğitime yönelik eğitim felsefesi • Köyü kalkındırma ve eğitim hedefi • Bağımlı değil, üreten ve kendine yeten devlet olmak • Yaşamın gerçek işleri içinde eğitim-öğretim ilkesi • Kendi gerçeklerimizden, kendi sosyal ve ekonomik koşullarımızdan doğma özden, verimli, yapıcı eğitim.(Sabahattin Eyüboğlu) • Köy Enstitüleri ile birlikte toprak reformu da amaçlanıyordu. Köy Enstitülerinde Ziraat ,Teknik ve Kültür Dersleri 2. Meşrutiyet Dönemi’nde Ahmet Tevfik eğitim sisteminin köye uygun olması gerektiğini ilk dile getiren kişi oluyor. Okulların, köylerde ve köy yakınlarında kurulacak çiftliklerde açılması ve burada uygulama okulunun olmasının fikrini söylüyor. Cumhuriyet Dönemi’nde açılan köy enstitülerinde bunu göreceğiz. Zira köy enstitülerinde tarım ,zirai faaliyetlere büyük önem verilecek. Çünkü tarım önemli bir zenginlik kaynağı olarak görülüyor. Bu yüzden köye yetiştirilecek öğretmenlerin, tarım bilmesine ve okulların çiftlik alanlarında açılmasına önem verilecek. Zirai dersler –Tarım Dersi ve Çalışmaları, Tarla tarımı, Bahçe Tarımı, Sanayi Bitkileri Tarımı, Hayvan Bakımı, Kümes Hayvancılığı, Arıcılık ve İpek Böcekçiliği, Balıkçılık ve Su Ürünleri. Teknik Dersler- Demircilik ve Nalbantlık, Dülgerlik ve Marangozluk, Yapıcılık, Köy Ev ve El Sanatları(dikiş, örgü, dokuma) Makine Ve Motor Kullanma Zirai dersler ile bitki ve hayvanların yetiştirilmeleri ve bakımlarıyla ilgili iş hayatı içinde yetişmek ve onları maksada en uygun ziraat araçlarını kullanabilecek ve pozitif bilimlerin ilkelerine göre planlaştırarak yapabilecek duruma getirmek amaçlanıp; Teknik dersler ile de öğrenciyi, teknik derslerin konularıyla ilgili iş hayatı içinde, seçildiği sanatı, metotla ve başarı ile yapabilecek , iş ahlakını kuvvetlendirecek duruma getirmek amaçlanıyordu. Öğrenciler zirainin ya da teknik derslerin belli alanında uzmanlaşması temel alınıyor, öğrencinin gideceği köyün gereksinimleri dikkate alınarak öğrencinin yetenekleri hesaba katılarak uzmanlık alanı tercih ediliyordu. Kültür Dersleri de Türkçe, matematik ,geometri, tarih coğrafya resim, yazı, müzik, hayat yaşam bilgisi gibi derslerde ders saatinin diğer yarısını oluşturuyordu. Ziraat, teknik , kültür dersleri için lazım olan araç-gereçleri, toprağı, tarım, teknik malzemeleri devlet ücretsiz bir şekilde öğretmenin sorumluluğunda okula veriyordu. Köy Enstitülerinde Tiyatro • Sanat kendini ifade edebilme zenginliğini vermesi ve yaratıcılığın ve kişiliğin gelişmesi için önemli bir zenginlikti.Eğitim aracı olarak tiyatronun gücü kullanılıyordu. • Köyün sorunlarına daha duyarlı olma ve sorunlara çözüm getirme gibi köye ilişkin tiyatro, öğrencilere yazdırılıyor ve oynanıyordu. Böylece köylüler sahnede köyün eksikliklerini görüp bilinçleniyorlardı. • Tiyatro ile haklarını bilmeyen köylüden haklarına sahip çıkan köylü profilini göstererek köylü profili değiştiriliyordu. • Köylü kendi gerçekliğini tiyatro vasıtasıyla dışarıdan bir gözle izleme fırsatı buluyor, günlük olaylara karşı bakışı değişip farkındalığı arttırılıyordu. Antik Yunan’dan sonra Anadolu topraklarında ilk amfi tiyatro Ankara’da Hasanoğlan’da köy enstitü öğrencileri tarafından inşa edilmiştir. Yazılan tiyatrolar Köy Enstitüleri Dergisi’nde yayımlanıyordu. Köy Enstitülerin’nde Müzik • Her öğrenci çalgı çalmayı öğrenmek zorundaydı.Enstitüye gelen her öğrencinin eline mandolin verirlerdi.Sonraki süreçte bağlama, mızıka ile devam edilir ve yetenek ve başarıya göre kemana ve akordeona geçenler oluyordu. • Hemen her köşeden çalgı sesleri, türküler, şarkılar duyulurdu.Sabah kahvaltıdan önce davul zurna eşliğinde ya da akordeonla topluca halk oyunları oynanır, marşlar, şarkılar söylenirdi.Korolar ve orkestralar kurulurdu. • Amaç köylü insanının kapalı kalmış yetenekleri dirilsin ve kalkınma gücü harekete geçsin. “Hemen sınıflardaki öğrencilerle tanışmaya başladım. Sınıflardaki tanışmalarımızda işe keman çalmakla başlıyordum.Çok büyük bir ilgi olduğunu gördüm. Öğrenmeye can atan insan varlığı bulmuştum. Geriye yer ve alet meselesi kalıyordu. “( Mehmet Ali Kamacığlu) “Herhangi bir köy okuluna gittiğimde sınıflardan şarkılar, türküler duyuluyor. Köy çocuklarının, öğretmenlerinin bakışları güler yüzlü,neşeli,canlı.İçimden diyorum ki öğretmen mutlaka Köy Enstitülü.Sorular soruyorum ve Köy Enstitülü.” (Talip Apaydın) Köy Enstitülerinde Tarih Öğretimi Tarih öğretimiyle amaç; • Dünya tarihindeki önemimizi göstermek ve ulus devletin temellerini sağlamlaştırmak • Millete milli şuuru aşılamak, milli, duyguları kuvvetlendirmek • Diğer devletlerle münasebetleri inceleyerek bakış açılarının genişletilmesini sağlamak Mekan gezileri yapılır,haritalar ve resimler kullanılarak tarihsel empati yetenekleri geliştirilmeye çalışılırdı. “Tarih öğretmenimiz, resimler getirip asıyordu, harita üzerinde tatbikat yapıyordu. Önce kendisi anlatır sonra bizi konuştururdu. Çok canlı, hareketli, tiyatro sanatçısı gibiydi.” (Halil Vural) • Köy Enstitüleriyle ilk defa köylü çocuklarının eğitimi ciddi ve sistematik bir şekilde ele alınmış. • Enstitülerde dersler %50 kültür ve meslek, %25 teknik, %25 ziraat olmak üzere bölümlere ayrılmıştı. • Enstitü derslerinde de tavukçuluk, bahçe ve meyvecilik, arıcılık, çiçekçilik, etleri muhafaza etme, yoğurt, beyaz peynir yapma, yağ çıkarma, ehli hayvan bakımı, sebze ve meyvelerden kışlık hazırlama gibi çalışmalarda yapılmıştır. • “Köy Enstitüleri bana toplumdaki yerimi ve dünyaya kendi gözlerimle bakmayı öğretti. En önemlisi esen rüzgarlara karşı dik durma becerisi kazandırdı.” (Naciye Makal) • Perihan Gürler enstitüler kurulmadan önce kendi köyünden ya da civar köylerinden okuyan kız çıkmadığını belirtir. Bu da enstitülerin üstlendiği görevi bir kez daha gözler önüne sermektedir. • Mutfak ve temizlik işlerini öğrenciler üstlenirdi. Öğrencinin hademeye ihtiyaç duymadığı temizliğinin kendisinin yaptığı müthiş bir disiplin vardı. • Daha önce evlerinde dini kitaplar dışında, kitap görmeyen köylüler burada Türk ve dünya klasikleriyle, gazete ve çeşitli mecmualarla tanışmış ve hatta arkadaşlarıyla birlikte edebiyat dergileri çıkarmışlardır. • Bozkırın bağrında binlerce idealist öğretmenler de yaratılmaya çalışılmıştır. • Kalkınmayı hızlı bir şekilde gerçekleştirme isteğini sonucu köy enstitüleri. • Öğretmen, sadece okuma-yazma öğretmekle yükümlü bir devlet memuru değil, tam olarak köyde önder olacak tipte eleman yetiştirmek hedefleniyordu. • Köylüler, öğretmenler, öğrenciler çağdaş gelişme ve teknolojiye uygun olarak kalkınmak için çalışacaklardı. • Öğretmenler sayesinde köylere çeşitli kitaplar, gazeteler giriyor. Köylüler, köye gelene haber sormak yerine kendileri meclisteki müzakerelere varıncaya kadar haberleri öğreniyorlar, konuşuyorlardı. • Öğretmenden görerek radyo dinleyenler, gaz ocağı kullananlar olmuş, köy kadınları ve kızları kıyafetlerini öğretmen hanımı örnek alarak değiştirmişlerdir. • Enstitüler, köyün ihtiyaç duyduğu meslek elemanını yetiştirdiği, bilimsel düşünce ürettiği,ç evresine eğitsel etkinlikler düzenlediği yerlerdi. • Köyde mevcut olmayan, bilinmeyen pek çok araç-gereç enstitü mezunları sayesinde köye girdi. • Ekonomik hayatta, alanında uzman ve meslekleşmiş bir kitle yaratılacak ve ekonomimiz daha da verimli hale gelecektir. “O zamanlar köyde mibzer dediğimiz tohum ekme aleti yoktu. Bu makineyi ben enstitüden getirdim.Köylü, bu sayede mibzeri gördü” (Bir öğretmen) • Bozkırda tahıl dışında bir şeyin yetişmeyeceğini düşünen köyde enstitülerin etrafı bağ, bahçe, yeşilliklerle donanmış. • İlköğretim Genel müdürü İsmail Hakkı Tonguç ve Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in köy Enstitüleri için verdikleri emek çoktu.Tonguç köy Enstitülerinin hem kuramcısı hem de kurucusudur. Kitapta bu 2 şahsın hayatına da yer vermiş.Onları okuduğumda bir kez daha anladım ki vatanını, milletini gerçekten seven onlar için çalışanmış. • Öğrenciler kafasını, elini, kolunu işlettikçe açılır, uyanır ve değerlerini ortaya koymaya başlardı. • Edebiyat tartışmaları okulun belkemiğiydi. Köy Enstütüleri’nin kapatılması ile ilgili birçok sebep ortaya koyuyor kitap.Bu kısmı fazla değinmek istemiyorum. İnönü’nün bu ülkeye bıraktığı en önemli eserim diye nitelediği Köy Enstitüleri’nin sonradan komünistlik iddalarıyla ve dönemin eğitim bakanı Hasan Ali Yücel’e komünistlikle suçlama ile tepki verilmesi, CHP’nin iktidarlığına dair siyasi kaygı gütmesi, enstitü yılarında çok partili yaşama geçip DP ve CHP arasındaki siyasi iktidar çekişmesi, toprak ağalarının köylünün bilinçlenip hakkını aramasından korkması, Feodal ve geleneksel anlayışın devam ettirmek istenmesi, karma eğitimle ahlaksızlık iddiasının ortaya çıkması… Birçok sebep sayılıyor. Kurtuluş savaşında nice mücadele veren halk , enstitülerin devamı için neden mücadele vermemiş, düşündürdü. Okuduğum kadarıyla iyi bir eğitim var olduğunu düşünüyorum enstitülerde. O dönemin eğitim kurumlarında yetişseydim şu an neler yapardım acaba? Şu an dolu dolu bir öğretmen olurdum herhalde. Önceden beri hissettiğim eksiklikleri de gösterdi bana .Bir de 40-50 sene sonra ülke köylü-şehirli diye bölünür mü acaba diye düşündüm okurken. Ama bu o zaman için gereklilikti yoksa köye ulaşmak zordu.Köylü ile şehirli okulların kaynaşmasını da sağlayacak şekilde bir program hazırlanabilir miydi ya da ne gibi alternatifler düşünülebilirdi başka? Ben o dönemde kentte yaşasaydım köy enstitülü öğrencileri kıskanırdım kesin. Bu okullara sadece köy çocuklarının girmesi ile haksızlık yapıldığını düşünürdüm sanırım.  Kaynağı bol bir kitap oldu. Yazar, kaynağı bol ve dönemi yaşayan kişilerden alıntılar yaparak gerçekçi bir kitap ortaya koymuş.Ancak sonuç kısımlarında bazen günümüze göndermelerde yapmış ve nadir de olsa o kısımlarda kendi kişisel düşüncelerini de kattığını gördüm.Bazen tekrarlamış kendini ama tekrarlar bence iyi oldu. İyi okumalar :)
Köy Enstitüleri Dosyası
Köy Enstitüleri DosyasıAhmet Özgür Türen · Destek Yayınları · 2018439 okunma
·
211 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.