Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

175 syf.
10/10 puan verdi
·
81 günde okudu
Pynchon adıyla ilk defa, postmodernizmle ilgili bir kitapta karşılaştım. İyi ki de karşılaşmışım. Kuramla ilgili bazı soruların anahtarı bu romandan geçiyor, sanırım. Anlatılamaz olanın anlatılması, söylenemez olanın söylenmesi gibi mesela. Postmodernizm, hatta edebiyyat, ve dahası tüm sanat aklımda psikolojik bir farklılık gibi (küt diye "delilik" de söylenmez ki) yer buluyor artık. Metin, hikaye olmaktan çıkıyor böyle eserlerde. Hikaye içinde hikaye, hatta birkaç iç-içe hikaye var romanda. Hikaye hattı içe dönük bir labirent gibi. Ana karakter bir psikoloji hastası ki, bu da, hikayenin bir kaç döngü noktasında Oedipanın-tek ana karakterin-zihinsel sorunlarından doğan bir düşünce örgüsünün (paranoyanın) ve ya hakiki bir kovalamaca zincirinin içinde bulunduğunuzu bilmemizi mümkünsüz kılıyor. Oedipa kendisi ile yüzleşiyor, hayatında yer tutan şahısları irdeliyor, bir yandan da içine düştüğü paranoyanın (varsayım, tabii ki.) onu sürükleyip götürdüğü tuhaf bir hikayeyi sona kadar incelemekte devam ediyor, derken, kitap bitiyor, arkadaş. Olur mu yahu?! Sen gel, arapsaçı birkaç cümlenin anlam ağırlığından sırf hikayeye gire bilesin diye ezilerek çık, çevirinin zorlaştırdığı şiirsel paragraflardan sektirerek geç, ana karakterin peşine düş, bilmediğin, duymadığın, ürkütücü bir şehrin damar caddelerinden kan gibi ak, neymiş efendim, 49 numaralı parçanın nidasıymış diye bitirsin hikayeyi yazar. Şaka bir yana, böyle eserler çikolata filan kokulu yazılar tarzında okunmamalı. Direkt bir son, veya bir felsefe beklenmemeli. Adı üstünde-post modern, söylenemeyenin söylenmesi. Edebiyyat kuramcılarını, psikolojik gerginlik sevenlere tavsiye olunur.
49 Numaralı Parçanın Nidası
49 Numaralı Parçanın NidasıThomas Pynchon · İthaki Yayınları · 2018230 okunma
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.