Gönderi

Ah o zeytinyağı kokusu..
Bu arada başka bir iş daha vardır. Yağlık olarak ayrılan zeytinler biriktirilir ve topluca Cehri'nin yahut Ruhi'nin yağhanesine götürülür. O yağhane kokularına da bayılırım, çuvallar içinde taş merdanenin altında sıkıştıkları zaman çıkan kokuya. Posasının kokusuna "prina” denir. Ama en çok da ilk sızılan yağın kokusuna ve tadına. Soba üzerinde kızartılmış ekmekle o acı yağa banmak ve taze yağ ile o senenin ilk zeytinini yemek. Çok ilkel metodlarla yapıldığı için yağı asitli, ağır ve kokulu olurdu. O tada alışmışım. Modern zamanların marka yağları bana asla o tadı vermiyor. Hayatim boyunca gittiğim her ülkede, yağ üretilen her şehirde, market market, free shop, free shop zeytinyağı aradım. Akdeniz'den Kuzey Afrika’ya, İspanya'dan Amerika'ya kadar heyecanla hep çocukluğumun zeytinyağını aradım. Ama nafile.
Sayfa 35
·
11 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.